Türkiye'de 2004-2013 arası 10 yıllık dönemde bankacılık sektörünün imalat sanayiine yönelik kredileri yarı yarıya azalırken, inşaat ve konut kredileri iki katına çıktı.
Türkiye'de 2004-2013 arası 10 yıllık dönemde bankacılık sektörünün imalat sanayiine yönelik kredileri yarı yarıya azalırken, inşaat ve konut kredileri iki katına çıktı. Söz konusu dönemde 2013 fiyatlarıyla kamu dışındaki birikimli inşaat harcamaları da 768 milyar lirayı aştı. Bu rakam, 2013 yılı GSYH'sının yüzde 51'ine denk gelen bir büyüklüğü ifade ediyor.
Kamu kesiminin 400 milyar lirayı aşan inşaat harcamaları da hesaba katıldığında, son 10 yılda Türkiye'nin inşaat yatırımlarına harcadığı paranın büyüklüğü 2013 fiyatlarıyla 1 trilyon 170 milyar lirayı aşıyor. İlgili dönemlerin dolar kuru dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre ise, inşaat sektöründe dolar cinsinden harcamaların büyüklüğü 380 milyar doları aşıyor.
Dünya gazetesinin TCMB, BDDK ve TÜİK verilerinden yaptığı hesaplamalarda inşaat sektörüne yönelik kredilerdeki artış açık ara ilk sırada yer alıyor, sektörün büyümesinin de GSYH büyümesini 5'e katladığı görülüyor.
2004-2013 arasındaki 10 yıllık dönemde sabit fiyatlarla GSYH'daki yüzde 46'lık büyümeye karşın inşaat sektöründeki büyüme yüzde 57'yi aştı.
Söz konusu dönemde cari fiyatlarla ise GSYH'daki yüzde 179'luk büyümeye karşın, inşaat sektöründeki büyüme yüzde 205 düzeyine gerçekleşti. Bu dönemde kamunun inşaat harcamaları yüzde 391'lik oranla nominal GSYH büyümesinin iki katını geçti.
Son 10 yılda sanayinin yerine görece inşaat ve konutun artan ölçüde finanse edilmesine ilişkin olarak geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcı Ali Babacan da eleştiride bulunmuş, Türkiye'nin bu gidişi değiştirmesi gerektiğine dikkat çekmişti. Sanayinin GSYH'daki payının düştüğünü ve bunun iyi bir trend olmadığını ifade eden Babacan, mevcut tablodan rahatsızlığını, "Biz sadece sanayimizin önünü açmak değil, diğer taraftaki aksaklıkları da gidermek zorundayız ki sermaye 'oraya mı, buraya mı gideyim' kararını daha sağlıklı verebilsin. Aksi halde üretmeden çok lüks binalar yapan, taşa toprağa para harcayan bir ekonomi oluyoruz" sözleriyle dile getirmişti.
Konut ve inşaatın payı ikiye katlandı
Başbakan Yardımcısı Babacan'ın eleştirilerine neden olan tabloyu, sektörel krediler ve sektörlerin milli gelirdeki payına ilişkin gelişmeler de açık biçimde ortaya koyuyor. İnşaat sektörü ve bireysel konut kredilerinde son 10 yılda yaşanan olağanüstü tablo, bu çarpık gelişmenin boyutuna da işaret ediyor. En önemli göstergelerden biri, konut ve inşaata yönelik kredilerdeki yüksek oranlı büyüme…
Nitekim 2004 yılında 8.2 milyar lira düzeyinde bulunan inşaat sektörüne yönelik ticari krediler ve bireysel konut kredileri toplamı, izleyen dönemde yılda ortalama yüzde 35 büyüme kaydederek 2013 sonunda 196 milyar liraya ulaştı.
Bu rakam, 2014 yılı Temmuz sonunda ise 211.5 milyar liraya yükseldi. 2004-2013 arası 10 yılık dönemde bireysel konut kredileri ile inşaat sektörü kredilerinin toplam kredi stoku içindeki payı da iki katına çıktı.
2004'te yüzde 8.4 düzeyinde bulunan söz konusu kredilerin toplam kredilere oranı, özelikle 2005-2009 arasında büyük bir ivme kazandı. 2005'te yüzde 12.9'a yükselen bu oran, 2006'da yüzde 14'ü, 2007'de yüzde 15'i ve 2009'da da yüzde 16'yı aştı.
2012 yılında yüzde 17 ile en yüksek seviyesini gören bireysel konut kredileri ve inşaat sektörü kredileri toplamı, 2013 yılında talebi kısmaya yönelik tedbirlerin ardından sınırlı bir düşüşle yüzde 16.2'ye indi.
İmalat sanayii kredilerinin payında dramatik düşüş
Konut ve inşaat sektörü kredilerinde yaşanan hızlı artışa karşın, son 10 yılda üretime dayalı ekonominin belkemiği kabul edilen imalat sanayiinin finansmanının oransal olarak hızla gerilediği görülüyor. 2004 yılında yüzde 38.9 düzeyinde bulunan bankacılık sektörünün imalat sanayii kredilerinin toplam kredi hacmi içindeki payı izleyen yıllarda düşüş gösterdi.
2006 yılında yüzde 30'un altına inen bu oran, 2010 yılında yüzde 24.4'e, 2013 yılı sonunda da yüzde 21.3'e geriledi. 2014 yılının temmuz ayı itibarıyla da yüzde 21'e düştü.
Bireysel kredi stoku 10 yılda 20 kat arttı
Son 10 yılda hızlı büyüyen bir diğer kredi türü de tüketim amaçlı kullanılan bireysel krediler oldu. 2004- 2013 arasında 20 kat artan bireysel kredi stoku 11 milyar liradan 226 milyar liraya yükseldi.
Bu kredilerin toplam krediler içindeki payı da söz konusu dönemde yüzde 11.2'den yüzde 18.7'ye çıktı. 10 yıllık dönemde tarım kredilerinin payı yüzde 4.1'den yüzde 3.1'e gerilerken, turizm sektörüne kullandırılan kredilerin payında az da olsa bir artış gözlendi ve yüzde 2.2 olan oran, yüzde 2.7'e çıktı.
Talip Aktaş / Dünya gazetesi