Türk inşaat sektörü keyifsiz bir dönemden geçiyor. İnşaat sektörü, sadece kendi üretim katkısı ile değil, söz konusu inşaat yatırımlarının, projelerin gerçekleşmesi adına üretilen inşaat malzemeleri üretimi, yani imalat sanayindeki ağırlığı ile de katkı sağlamakta.
Türk inşaat sektörü. 2010 ve 2011 yıllarındaki performansına göre daha keyifsiz bir dönemden geçiyor. Türk ekonomisinde iyi bir GSYH büyüme performansının en anahtar sektörlerinden birisi, hiç kuşkusuz inşaat sektöründen geçmekle. İnşaat sektörü, sadece kendi üretim katkısı ile değil, söz konusu inşaat yatırımlarının, projelerin gerçekleşmesi adına üretilen inşaat malzemeleri üretimi, yani imalat sanayindeki ağırlığı ile de katkı sağlamakta. 2010 yılında yüzde 18.3 katma değer artışı yakalayan inşaat sektörü Türkiye'nin GSYH büyümesinin de yüzde 9.2'ye taşınmasına önemli katkı sağlamış.
2011 yılında, inşaat sektörü 2010 yılının üzerine bir yüzde 11.2'lik katma değer artışı daha ekleyince. Türk ekonomisinin 2011 yılı büyümesinin de yüzde 8.5'e ulaştığını görüyoruz.
İnşaat malzemesi sanayi beklenti endeksi verilerine göre Ağustos ayından bu yana ilk kez, Ocak ayında inşaat malzemesi üreticilerinin beklentilerinde bir iyileşme gözleniyor. Beklentilerdeki iyileşmenin bir boyutu. 7 Haziranda gerçekleşecek genel seçimlerin Türk ekonomisine getireceği hareketliliğe yönelik beklenti de olabilir. Bu doğrultuda, inşaat malzemesi üreticileri, önümüzdeki üç aya ilişkin olarak, yurtiçi sipariş beklentilerinin iyileştiğine işaret ediyorlar. Yani inşaat malzemesi siparişlerinin artacağı umut ediliyor.
Keza. paralel bir şekilde, önümüzdeki üç aya ilişkin alınan ihracat siparişlerinde de bir iyileşme yaşanacağı beklentisi öne çıkmakta. Eğer, yurtiçi mal siparişleri ve ihracat siparişleri artacak ise. sektörün üretim artışına yönelik beklentinin iyileşmesini de doğal karşılamak gerekiyor. Bununla birlikte. mevcut kapasitelerin henüz dolmamasına bağlı olarak, sektör önümüzdeki döneme yönelik yatırım hedeflerinde hayli cılız bir beklentiye işaret etmekte.
Avrupa'nın üretim üssü!
İnşaat malzemesi sanayisinin toplam imalat sanayi içindeki payının yüzde 17'lere ara mamül üretimi içindeki payının ise yüzde 70'lere ulaştığını dikkate aldığımızda. Türk ekonomisinin performansında, gerek inşaat sektörünün, gerekse de inşaat malzemesi üretiminin ne kadar önemli olduğunu vurgulayabiliriz. Seramikte. Avrupa Kıtasının üretim merkezi olma gücümüzü daha da perçinlemeliyiz Türkiye'nin küresel ölçekte, inşaat malzemesi ve özellikle seramik, karo ve seramik sıhhi ürünler alt sektörlerinde dünyanın ve Avrupa Kıtasının üretim üssü olma özelliğini güçlendirmesi. perçinlemesi, rekabetçi bir kur politikasının ihmal edilmemesinden ve Türkiye'nin mutlaka enerji maliyetlerini düşürecek çözümler üretmesinden geçiyor. Bu iki başlıkta. Hükümetin ve Ekonomi Yönetiminin üzerinde. Bununla birlikte. Türk Lirasının rekabetçi bir düzeyde tutmak, gerekirse TL'nin değer kaybetmesine izin vermek, bir başka açıdan Merkez Bankasının enflasyonla mücadelesini zora sokuyor diye. eğer TL'nin değerlenmesine izin verirsek, bu durumda Türk inşaat malzemesi ihracatına zarar vermiş oluruz.
Bunun yanı sıra. enerji maliyetleri de kritik önemde. Dünya ekonomisinde ham petrol fiyatları yüzde 50 değer kaybetmişken. Türkiye'nin hem doğalgaz fiyatlarını yeterince aşağı çekememesi, hem de enerjiden alınan dolaylı vergi yüzünden, petrol fiyatlarındaki gerilemenin tam anlamıyla akaryakıt ve elektrik enerjisi maliyetlerine yansıtılamaması, başta seramik üreticileri olmak üzere, enerji maliyetleri konusunda umutlu beklentisi olan sektörleri moralsizliğe itiyor. Bu nedenle. başta seramik sektörümüzün rekabetçiliği olmak üzere. Hükümetimiz ve Ekonomi Yönetimi, daha rekabetçi enerji maliyetleri ve inşaat malzemeleri başta olmak üzere, yurtiçi üretimde yerli hammadde ve ara mamullere bağımlılığın arttırılması ile. Türkiye'nin dış ticaret ve cari açığının iyileştirilmesinde atılacak adımlarını hızlandırmalı.
Dev fabrikalara sahibiz
Dünyanın entegre üretim yapan en büyük fabrikalarına sahip olan Türk seramik üreticilerinin kapasite değerleri diğer ülke firmalarının çok üzerindedir. İtalya ve İspanya'daki seramik kaplama malzemesi üretimi yapan firmaların ortalama kapasiteleri 2-3 milyon metrekare iken, Türkiye'de bu rakam 8 milyon metrekare düzeyindedir.
Sürekli teknolojiye yatırım yapan ve Ar-Ge çalışmalarını arttıran sektör temsilcileri artan üretim rakamlarıyla birlikte sektörün gelişimine katkıda bulunmaktadırlar. Özellikle seramik kaplama malzemeleri alt sektörünün toplam kapasitesinin yansından fazlasının 1990 yılından sonra kurulmuş olması ve 1990 yılından önce faaliyete geçen firmaların da teknolojilerini yenilemiş olması nedeniyle, Türk seramik firmaları teknolojik açıdan rakiplerine göre üstün bir konumdadır.
Dünya dördüncüsüyüz
Sektörün ihracat rakamlarına bakıldığında. 2013 Kasım ayında seramik kaplamalar alt sektörünün ihracatı 558.4 milyon dolar iken Kasım 2014'te yüzde 0.9 oranında düşerek 553.2 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2013 Kasım ayında seramik sağlık gereçleri alt sektörünün 186.9 milyon dolar dolan ihracatı yüzde9.2 artışla bir sonraki sene 204.1 milyon dolara çıkmıştır. Seramik kaplama malzemeleri ve seramik sağlık gereçleri sektörü ihracat rakamlarına göre Avrupa'da 1.. Dünya da ise 4. sırada yer alan Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler İngiltere ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri. Bunlar ise İsrail.
Irak. Gürcistan. Azerbaycan. Amerika ve Kanada takip ediyor. Bugün seramik kaplama malzemesi üreten firmalar 113 ülkeye, sağlık gereci üreten firmalar 95 ülkeye ürünlerini ihraç ediyor.
Sektörün ithalat rakamlarına göz atıldığında ise 2013 Kasım ayında seramik kaplamalar alt sektöründe 98.5 milyon dolar olan ithalat Kasım 2014'te yüzde 1.2 artışla 99.7 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2013 Kasım ayında seramik sağlık gereçleri alt sektörünün ithalatı 8.9 milyon dolardan bir sonraki sene yüzde 4 düşüşle 8.6 milyon dolara gerilemiştir.
Seramik kaplama malzemeleri ve seramik sağlık gereçleri üretiminde kullanılan hammadde, yardımcı madde ve diğer isletme malzemelerinin dış girdi oranının düşüklüğü sektörün katma değerini arttırmaktadır. Yıllık 800 milyon dolar civarında ihracat yapan sektörün 50 milyon dolar değerindeki dış girdinin çıkarılmasıyla 750 milyon dolara yakın bir katma değer yarattığını görmekteyiz. Sektörün yarattığı katma değer nispi olarak değerlendirildiğinde sektörün stratejik değeri daha iyi anlaşılmaktadır.
1 milyon kişi faydalanıyor
Üretim sürecindeki pişirme ve kurutma işlemlerinden dolayı seramik sektörünün üretim maliyetleri içinde enerjinin payı diğer sektörlere oranla oldukça yüksektir. Seramik kaplama malzemeleri alt sektöründe yüzde 30, seramik sağlık gereçleri alt sektöründe ise yüzde 20 oranında bir enerji maliyetinin söz konusu olduğu göz önünde bulundurulduğunda petrol fiyatlarındaki düşüşün sektörün girdi maliyetlerini olumlu yönde etkilemesi beklenmelidir.
200 binin üzerinde kişinin istihdam edildiği sektör aileleriyle birlikte 1 milyon kişinin geçimini sağlamaktadır. Yarattığı katma değerin yanı sıra sektörün toplam istihdam içindeki payı seramik sektörünün stratejik önemini arttırmaktadır.
Kerem Alkin-Milliyet Ek
Önerilen Bağlantılar : Yeni konut projeleri