Tarihi Kentler Birliği ve Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı Yüksek Danışma Kurulu Üyesi Mimar Sinan Üniversitesi Öğrt. Üyesi Faruk Göksu, kentlerdeki hızlı dönüşümün tarihsel dokusu olan kentlerde ciddi olumsuzluklar ve yıkımlar oluşturduğunu belirtti.
Tarihi Kentler Birliği ve Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı Yüksek Danışma Kurulu üyesi Faruk Göksu, "İmar planları yapılıyor. Yapıldığının ertesi gün değişmeye başlıyor. Yapılan ilk plan tam anlamıyla uygulanmıyor. Güçler dengesi ve imar rantından dolayı planlar sürekli deformasyona uğruyor" dedi.
Mimar Sinan üniversitesi Öğretim üyesi Faruk Göksu, Türkiye'de kentlerin çok hızlı yenilendiğini, bunun sonucunda konut ve yaşam alanı kalitesinin düştüğünü belirterek, "Türkiye'de kentler 65 yılda üç kez yıkılıp yenilenme sürecine girdi. Niye? Biz buna 1960- 1980 yılları arası süreç diyoruz.
Özellikle Doğudan büyük kente göçün getirdiği ve tarihi yapılan yıkılıp yerine apartmanların ve gece kondukların yapıldığı bir süreci yaşadık. Bu süreç içerisinde apartman ve gecekondu doldu her yer.
Tabi bunların yarısı imarlı yarısı imarsızdı. Sonra 1980 yıllarda bu gece kondular çok kötü denilerek bir gecede çıkan 2981 sayılı yasa ile buralar yıkılıp yerine çok katlı binalar yapılmaya başlandı. Bunun sonucunda yapı ve yaşam kalitesinde düşüş yaşandı. 1999 yılında yaşanan deprem ile 'ya biz bu yapıları kötü yapmışız dedik' şimdi bunları dönüştürüyoruz.
Şimdi bu neyin göstergesi; planlı plansızlığın göstergesi oluyor. Yani planlar bazen plansızlıkta sunuyor. Birde kentlerimizin çok dinamik olduğunu gösteriyor. Gelenler gidenler sürekli bir değişim var. Emlak sektörü çok büyük bir sektör. Tabi burada önemli olan, finansman kaynağı. Bu finansman nasıl bulundu. Yık-yap ile bulundu. Onun için kentlerimiz 65 yılda üç kez yıkılıp yapılıyor. 2 katlı binaları yıktık, 5 katlı yaptık. 5 katlıları yıktık 10 katlı yaptık. Bu böyle artarak gidiyor. Şimdi buna dur demenin zamanı geldi. Tabi kentleşme hızları çoktu, doğurganlık hızları fazlaydı. Bu nedenler bunları yarattı. Artık kent vizyonları çok önem kazanıyor. Ne yapacağımızı bilmemiz lazım kentlerimizde" dedi.
TARİHSEL DOKULAR ZARAR GÖRDÜ
Kentlerdeki hızlı dönüşümün tarihsel dokusu olan kentlerde ciddi olumsuzluklar ve yıkımlar oluşturduğunu belirten Göksu, "Tarihsel doku olan yerleri içine alan dönüşüm ile birlikte tarihsel alanlar boşaldı.Tarihsel dokuları çökertti. Gerçek sahipleri bırakıp gitti. Farklı bir sosyal katmanlaşma oldu. Onların yerine gelenler ise gerekli ilgili göstermedi. Tarihi yapılar gerçek sahipleri olmadığı için kimi yıkıldı. Kimi harabeye döndü. Son 10-15 yıldır bir bilinç oluştu.
Tarihi Kentler Birliği, Tarihi Kentler Birliği ve Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKCİL) gibi kurumlar tarih çok değerli bu tarihi saklamamız lazım gibi yeni bir yola girdik. Gayrimenkül sektörü son 65 yıldır bitmiş artık koruma sektörü gelişiyor. Turizm değeri çok fazla olduğu için tarihsel yapılar restore edilerek kullanılmaya başlandı" diye konuştu.
Afyon Kocatepe Gazetesi