Sahip olduğu küresel deneyimle ülkemizde de adını duyuran JLL Türkiye'nin Ülke Başkanı Avi Alkaş; marka ofis konseptinin getirilerini yorumlayarak yatırımcılara yönelik ipuçlarını paylaştı.
Marka ofis kavramı size ne çağrıştırıyor? Marka ofis olmanın standartları nelerdir?
Son yıllarda kurum imajlarına önem veren şirketler, A sınıfı ofisleri tercih etmeye başladı. Artık Türkiye'deki ofis kullanıcıları, çalışma alanı stratejilerini oluştururken çalışanlarını odak olarak kabul ediyor. Kuaför, lostra, kuru temizleme, market ve spor salonu gibi sosyal alanlar, ofis binalarında yer almaya başlıyor. Çıta yükselten ofisler, verimli çalışmayı destekleyecek şekilde tasarlanıyor. Çalışma alanlarında çalışan verimliliğini olumlu yönde etkileyen birçok kriter gözetiliyor. Özel alanlar azalırken; kullanıcı dostu, yüksek teknoloji ile desteklenmiş toplantı odaları ve kafeteryalarla, çalışanların bir araya gelerek iletişim ve işbirlikleri geliştirebilecekleri, aynı zamanda konsantrasyon isteyen işlerde yalnız kalabilecekleri alanların oranında artış olduğu gözlemleniyor. Öte yandan dünyada çalışma alanları, sürdürülebilirlik felsefesine göre şekillendiriliyor. Çevreye duyarlı en yeni teknolojilerle tasarlanan bu ofisler, aydınlatma tasarımı ve varlık sensörleri ile ışık tüketimini azaltıyor, su tasarrufu sağlıyor, toplu taşımayı ve minimum araç kullanımım teşvik ediyor, ofis alanı hava kalitesinin korunması için klima santrallerinde yüksek verimli filtreler kullanıyor ve yenilenebilir enerjiyi tercih ediyor.
"TÜRKİYE, YÜKSEK TALEP GÖRECEK"
Ofis pazarında trend ne yönde ilerliyor?
Son yıllarda ofis sektöründe trend; yüksek kaliteli, A sınıfı ve yatay kat planlı ofislerden yana ilerliyor. Ofis pazarında kısa ve orta vadede doygunluğun mümkün olabileceğini sanmıyoruz. 2015 yılında da ofis piyasasında, başta İstanbul olmak üzere Türkiye, bulunduğumuz coğrafyada en yüksek talep gören bölgelerden biri olacak. Arzı tetikleyen talep her geçen yıl güçlenerek artmaya devam edecek.
"TEK MAL SAHİPLİ PROJE SAYISI ARTMALI"
Hangi kriterler yabancı yatırımcıyı Türkiye'de ofis yatırımı yapmaya iter?
Yabancı yatırımcıların Türkiye'deki ofis pazarına ilgisinin uzun zamandır yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Ancak uluslararası yatırımcıların taleplerini karşılayacak, binanın sunduğu fonksiyonların ruhsat ve yapı kullanma izin belgesi ile uyumlu olduğu, tek mal sahipli, A sınıfı ofis binalarının sayısının artması gerekiyor. Pazardaki yerel oyuncular değerlendirildiğinde, ofis geliştiricilerinin konut saüş uygulamalarına benzer bir yöntemle, inşaat süreci devam ederken, ek finansman yaratmak için ofis alanlarım da birim bazında sattıkları görülüyor. Bu yöntem geliştiriciler açısından avantajlı gibi dursa da, uzun vadede çoklu mal sahipliği yaratması nedeniyle yabancı yatırımların önünü kesen en önemli etken olarak değerlendiriliyor.
İstanbul'da ofis projeleri en çok hangi bölgelerde yoğunlaşıyor?
Türkiye'nin en gelişmiş ve aktif ofis pazarı olmaya devam eden İstanbul'daki A sımfı ofis pazarı son beş yıllık süreçte yaklaşık yüzde 78'lik bir artış gösterdi ve ülke çapında yüksek kalitede arzın yaklaşık yüzde 80'ini sağlayacak konuma geldi. İstanbul, bugün 3.8 milyon metrekarelik kiralanabilir alan sunuyor ve 2017 yılı itibariyle yaklaşık olarak yüzde 70'lik bir büyüme ile 6.5 milyon metrekareye ulaşması bekleniyor. 2014 yılında merkezi iş alanında (MİA) Levent, MİA dışı Avrupa'da Kağıthane ve Seyrantepe, Asya yakasında Ümraniye, Ataşehir, Kozyatağı, Küçükyalı, Maltepe ve Kartal yerel ve uluslararası ofis kullanıcıları tarafından en çok tercih edilen bölgeler olarak öne çıktı. Şu an inşaat halinde olan ofis arzı alt bölge bazında değerlendirildiğinde, MİA'da yüzde 38'lik, MİA dışı Avrupa'da yüzde 49'luk, Asya t Yakası'nda Finans Merkezi'nin etkisiyle yaklaşık yüzde 130'luk artış yaşanacağını öngörülüyor.
Sabah Reel Sektör
Önerilen Bağlantılar : Yeni konut projeleri