29 / 03 / 2024

Şehirler kimliklerinde yazan isimleriyle değil kişilikleriyle var olur!

Şehirler kimliklerinde yazan isimleriyle değil kişilikleriyle var olur!

Ceren Kumbasar Vatan Gazetesi' ndeki bugünki köşesinde şehircilik konusunu kaleme aldı. Şehirler de insanlar gibi kimliklerinde yazan isimleriyle değil kişilikleriyle var olur, tarihteki yerlerini alırlar...


Türkiye’de ama özellikle İstanbul’da artık şehircilik o kadar ayaklar altına alındı, o kadar trajikomik şeyler yaşanmaya başlandı ki İstanbul’la ilgili tüm umudumu gelecek nesillerde aramak istiyorum. O yüzden de bugünkü yazım çocuklar veya çocuk aklıyla şehircilik oynayanlar için.


Türkiye Cumhuriyeti’nin başına gelen en güzel şeylerden biri İstanbul. İstanbul’un başına gelen en korkunç şey de biziz. Kimlikli bir şehir İstanbul ama kişiliğinden bahsetmek imkansız. Kişiliksiz yaptık biz İstanbul’u. Her an değişebilir, değiştirebiliriz. Her an her şey gelebilir İstanbul’un başına. Köprüsünün yeri değişebilir. Boğazına ada yapılabilir. Boğazı doldurulabilir. Denizin kenarında yıllardır yeşil alan olan yerleri konut olabilir. Olmasın diye bilirkişi raporu çıkabilir ama yine de oldurulabilir. Güneşin batışı 50 sene sonra izlenemeyebilir İstanbul’da. Bir şehri şehir yapan kültürü, tarihi, düzeni, insanları elinden alınmış. Yüz yıllık kalıntılara küçücük bir duvar denip yıkılmış, tarihi binalar eski bulunup yeniden yapılmış, yüzyıllık çınarlar “şehrin ortasında ne işi var” denilerek sökülmüş. 


Kişilikli şehirler


Fransa’nın en büyük değeri Paris. Paris’in en büyük hazinesi Fransızlar. Siyaha çalan yeşil bir nehri var. Bir kulesi var. İklimi için buradan bakınca “var” bile denemez. Toprağı desen çorak. Ama öyle bir kültürü, öyle bir tarihi ve öyle bir milleti var ki müzesinde şiddetli bir şekilde öksürsen uyarılırsın. Kimliği sadece adından ibaret değil Paris’in. Bir kişiliği var. Olurları var ve olmazları var. Başına kim gelirse gelsin, koruduğu değerleri var. Paris’te değil bir eski binayı yıkmak, yeniden yapmak, çivi çakmadan önce onlarca imza alıp onay beklemeniz gerekir. Ama bu sayede bilirsiniz ki sizden yüzyıllar önce de Paris buydu, sizden yüzyıllar sonra da böyle olacak. 1870’de Paris Paris olmuştu. Değişen sadece biziz onun yanında.


Şehirler de insanlar gibi kimliklerinde yazan etiketleriyle değil kişilikleriyle var olur, tarihteki yerlerini alırlar. Kişilikli şehirler de ancak yıllarca değişmeyecek, değişemeyecek kurallarla var olur. Yerel yönetimlerin veya merkezi hükümetlerin keyfe keder dönemsel kararlarıyla şehrin kuralları değişemez. Bir mahalle için verilmiş bir karar tüm şehri ilgilendirir. Tüm şehrin trafiğini, sosyal hayatını, elektriğini, suyunu etkiler.


İstanbul’un tarihi, kültürü bizi cezalandırmadan ona kişiliğini geri vermek, doğasına geri döndürmek zorundayız. Ataköy, Zeytinburnu, Esenyurt ve niceleri. Siz yoktunuz o vardı. Biz olmayacağız o yine burda olacak ve belki de “oh be kurtuldum” diyerek. O yüzden, ders-1 : Oku Ali oku. Yapma Veli yapma.



Ceren Kumbasar/ Vatan Gazetesi