Mimar Mehpare Evrenol ' Yöresel mimari bulunulan coğrafyanın iklim şartları, topografik yapısı, içinde yaşayan toplumun gelenek ve kültürel yapısıyla, sosyal yaşantısı ile şekillenir ' dedi...
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yöresel mimarileri koruma altına alma girişimlerini değerlendiren Mimarlar Workshop Kurucusu Yüksek Mimar Mehpare Evrenol; “Yöresel mimari bulunulan coğrafyanın iklim şartları, topografik yapısı, içinde yaşayan toplumun gelenek ve kültürel yapısıyla, sosyal yaşantısı ile şekillenir. Bu açıdan bakıldığında ülke olarak şanslı bir coğrafyadayız, çok fazla zenginliğimiz ve kültürel çeşitliliğimiz mevcut. Fakat son yıllarda büyük şehirlere olan göçlerin daha da artması, kırsalın ekonomik ve sosyal anlamda arka planda bırakılması, yöresel mimarilerin tek tek kaybolmasına ortam hazırladı. Mimari değerlerimizi, birikimimizi koruyarak yaratma çabasını her anlamda desteklemek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Nitelikli Dönüşüm Gerekiyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yöresel mimarileri koruma altına alma girişimini ve bazı pilot bölgelerde uygulamalara başlamasını bu konuda atılmış güzel bir adım olarak değerlendiren Evrenol; Bakanlığın bu çalışmalarını biraz aceleci ve plansız bulduğunu da vurguluyor. Yapılan çalışmaların kendisine özünde ilgili uzmanlıklardan yoksun bir yaklaşım gibi geldiğini belirten Evrenol, yöresel mimariyi korumak için gerçekleştirilecek dönüşümün nitelikli olması gerektiğinin altını çiziyor. Evrenol, kentlerdeki dönüşümün ne kadar sağlıksız ve konuyla ilgili disiplinlerden destek almadan, alt yapısı eksik bir şekilde yürütüldüğüne tanıklık ederken, kırsalın olası değişiminin de benzer problemlerle boğuşacağı endişesini taşıdığını belirtiyor.
Şu an uygulanan dönüşüm zengin bir yöresel mimari değil tek tip bir yöresel mimari yaratabilir
Bahsi geçen bir dönüşümün yöresel mimariyi zenginleştirmesinin tersine tek tipleştirme yaratma riski olduğunu belirten Evrenol son olarak; “Tekil iyileştirmelerin dekoratif kalacağı düşüncesindeyim. Doğru politikalarla iyi bir planlama elde edebilirsek, yöresel mimarinin de özgür ve özgün kalacağını düşünüyorum. Deprem gibi afetlere karşı sağlamlaştırma operasyonları makuldür. Fakat bunu yaparken sözde yöresel mimarinin taklit edilmesini, kent estetiğinin kırsala taşınmasını çok sağlıksız ve mimariyi tam tersine yok eden bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Her standardın kendi yöresinden, yaşantısından çıkması gerektiği kanısındayım. Bu yüzden acilen sorunlar tespit edilmeli ve işin uzmanları ile birlikte en doğru çözümler üretilmelidir. Bu konuda Bakanlığın mimarların sesine kulak vermesini istiyorum” şeklinde konuştu.