Cushman & Wakefield, tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınının Türkiye Gayrimenkul pazarı üzerindeki etkilerini araştırdı. İşte rapor üzerinde yer alan ifadeler...
Dünyanın önde gelen ticari gayrimenkul danışmanlık şirketleri arasında yer alan Cushman-Wakefield, Covid-19 Türkiye Gayrimenkul Pazarına Etkileri raporu yayınlandı.aporda, normalleşmeye başlama sürecinde AVM'lerin kademeli olarak açılmasının planlanmasıyla, ziyaretçi sayısı ve cirolarda toparlanmanın nispeten yavaş olacağı beklentisi, perakendeciler tarafından kirasız dönem ve ortak giderlerin bir kısmının alınmaması hakkında uygulamaların uzatılması hakkında istenilenler arttı.
Türkiye, COVID-19 pandemisinde kritik haftalarda olmaya devam ederken vaka sayısı düştü ve ülkede koronavirüste yeni bir dalga beklenmediği kaydediliyor.
‘‘Yeni normal’’ koşullarına geçiş sürecinde çoğu alışveriş merkezinin, bayram tatilinin başlangıcını da kapsaması adına Mayıs ayının ortasından itibaren kademeli olarak yeniden açılması gündeme gelip, planlamalar yapılmaktadır. Öte yandan, alışveriş merkezlerinin tekrar çalışır hale gelmesinden sonra; ziyaretçi sayısı ve cirolarda toparlanmanın nispeten yavaş olacağı beklentisi, perakendeciler tarafından kirasız dönem ve ortak giderlerin bir kısmının alınmamasına yönelik uygulamaların uzatılması yönündeki taleplerin artmasına sebep olmuştur.
Çalışma alanlarının sosyal mesafe prensiplerine uyum sağlaması durumunda, beraberinde yeni iş yeri stratejilerine neden olacağı gibi uzun vadede ofislere olan talebin de itici gücü olacak. Ofislere dönüş süreci; iş yerlerinde, uzaktan çalışmada ve işe gidip gelme sürecinde sağlık ve güvelik konularına dayalı bütünsel bir yaklaşım oluşturacak. Bu yaklaşımı benimseyen kuruluşlar, bu durumda çalışanlarına daha rahat ve daha hızlı bir geri dönüş sağlayabilecek.
Tedarik zincirlerinde koronavirüsten bu yana önemli ölçüde aksama yaşandı. Verilere göre, coğrafya yani kısmi olarak üretimin ülke içine taşınması ve Sanayi 4.0’ın benimsendiği teknoloji, üretimde ve dağıtımda meydana gelecek eksiklerin azaltılması için daha çevik bir küresel üretim stratejisinin temellerini atacak. Türkiye’nin, stratejik konumu ve güçlü iş gücü göz önüne alındığında, uzun vadede fayda sağlaması öngörülmekte. Bu bağlamda, Sanayi 4.0’ın adaptasyonu yönünde baskıların artması bu eğilimin daha da hızlanmasına neden olacak. Bu durumda, sosyal mesafenin kısa ve orta vadede üretim ve dağıtım tesislerinde de ele alınması, yer gereksinimleri üzerinde etkili olacaktır ki, online satışlarda kaydedilen ivmenin kısa vadede depo talebine olan artışı sağladığı görülmüştür. Lojistik 4.0 ise, üretim, dağıtım ve sanayi alanı için talep yaratma konusunda kapsayıcı bir tema oluyor.
Koronavirüsün turizm sektörü üzerinde yarattığı etki diğer birçok sektöre göre daha çok arttı. Geniş çaplı seyahat kısıtlamaları, doluluk oranlarında beraberinde de gelirlerde düşmeye neden oldu. STR tarafından ortaya çıkan veriler değerlendirildiğinde, Türkiye’nin otel dolulukları Mart 2020 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 55,2 azalarak, yüzde 28,6'a gerilerken, İstanbul’un otel doluluk oranları aynı dönemde bir önceki yıla göre yüzde 59,8 azalma göstererek yüzde 29 olarak açıklandı. Oxford Economics’in verilerine göre Türkiye, ziyaretçi sayısındaki beklenen azalma oranlarında, seçilen Avrupa ülkeleri arasında yüzde 34 azalmasıyla en az etkilenecek ülkelerden biri oldu. Otel pazarındaki genel etkilenmenin üçüncü çeyrekte de hissedileceği düşünülürken, seyahat kısıtlamalarında gelecek rahatlama ile birlikte yılın son çeyreğinden itibaren belli bir miktarda toparlanma meydana gelecek.