23 / 04 / 2024

Zafer Akçığ: Kentsel dönüşüm Kordon'da başlamalı!

 Zafer Akçığ: Kentsel dönüşüm Kordon'da başlamalı!

Hüseyin Aslan, Prof. Dr. Zafer Akçığ ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Zafer Akçığ İzmir'de kentsel dönüşümün, dağlardaki gecekondulardan değil düzdeki yapılarından başlaması gerektiğini söyledi.



EGE-KOOP Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir Limanı ile Gündoğdu Meydanı arasında kalan Birinci Kordon ve İkinci Kordon bölgesinin olası bir depremde ciddi afet riski altında olduğunun bilimsel çalışmayla tespit edildiğini, bu veriler doğrultusunda 500'er metre aralıklı yüksek (akıllı) yapıların öngörüldüğü ‘Kordon Kentsel Dönüşüm Projesi’ hazırladıklarını açıkladı. Prof. Dr. Zafer Akçığ ise İzmir'de kentsel dönüşümün, dağlardaki gecekondulardan değil düzdeki yapılarından başlaması gerektiğini söyledi.


Hüseyin Aslan, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Aslan, DAUM'un Kordonboyu'nda ve 2. Kordon'da, liman ile Gündoğdu Meydanı arasında kalan kesimlerde 50-100 metre aralıklarla ve 1200 metre derinliğe kadar gerçekleştirdikleri jeofizik ve zeminlerin deprem esnasında sismik davranışlarının araştırılması sonucu elde ettikleri verileri açıkladı. Bu araştırma verilerinin, bir hafta sonra açıklayacakları ‘Kordon Kentsel Dönüşüm Projesi’nin altyapısını oluşturduğunu belirten Aslan, “Bu araştırma bize göstermiştir ki olası bir depremde bölgede zeminin yapısı nedeniyle zemin yüzeyinde yer değiştirmeye bağlı olarak depremin şiddet ve etkisi çok daha fazla olacaktır. Ortalama 30-35 metre derinlikte yanal ve düşey yüklere bağlı zeminin taşıma gücü değişim gösterecektir. Bu derinlikte aynı zamanda sıvılaşma riski bulunmaktadır. Eğer kazıklı temel yapılacaksa, kazık boyları, tipleri ve kazıklara yatay yönde etki edecek deprem kuvvetinin derinliğe bağlı olarak modellenmesi gerekir. Sıvılışma nedeniyle binalar arasındaki mesafelere dikkat edilmelidir” dedi.


Hüseyin Aslan, çalışmadan elde edilen veriler doğrultusunda zeminin yapısı nedeniyle bölgenin ciddi olarak afet riski altında olduğunu söyledi. Kordon'daki yapıların pek çoğunun 35 yaşından büyük olduğunu belirten Aslan, bunların yapım yılları ve o dönemdeki geçerli olan yönetmelikler de dikkate alındığında, olası bir depremde karşı karşıya kalınacak afetin büyüklüğünün oldukça yüksek olacağının görüldüğüne dikkat çekti. Olası deprem özellikleri, zeminin yapısı ve dinamiği, yapıların özelliklerinin bütün olarak baştan incelenmesi ve değerledirilmesi sonrası depreme dayanıklı yapılar yapılmasının mümkün olacağını belirten Aslan, “Bölge için kentsel dönüşüm acil ve kaçınılmazdır. Biz bu araştırma verilerini dikkate alarak, Kordon Kentsel Dönüşüm Projesi hazırladık. Buna göre bitişik nizam yapılar olmayacak. İkinci Kordon'daki yapılar da denizi görebilecek. Burada yüksek (akıllı) yapılar öngördük. Ancak, aralarındaki mesafe 500 metre olacak. Binaların aralarında sosyal donatı alanları, otoparklar, yeşil alanlar yeralacak. Projemizi kısa süre sonra açıklayacığız” diye konuştu.


DEPREM 35-40 YAŞLARINDAKİ YAPILARDA HASAR YARATIR

Prof. Dr. Zafer Akçığ ise, yaptıkları araştırmada Kordon'da en sağlam zemini, sert kayayı 1200 metre derinlikte bulduklarını açıkladı. Zeminin alüvyonal birikim alanı ve bu tabakanın kalınlığının 50 metreden fazla olduğunu belirten Akçığ, 1200 metredeki kayaya kadar zeminin farklı sertlik ve özelliklerde yapısı olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Akçığ, “Seferihisar veya yakındaki bir başka yerde deprem olduğu zaman Kordon'daki zeminin nasıl davranacağını ortayı koyduk. Yüzeydeki yer değiştirmelerinin etkilerini saptadık. Binların bu deplase olma durumuna karşı önlemi olması gerektir. Ayrıca alüvyon alan olduğu için sıvılaşma riski var. Böyle zeminlerde binalar yıkılmaz ama 4 kat gömülebilir yada birbirine çarpabilir” dedi. Alınacak tüm önlemlere karşın binaların yıkılabileceğini, ancak hedefin en az hasarlı atlatmak, içinde yaşayanların canlı kalmasını sağlamak olduğunu belirten Akçığ, “Tarih boyunca İzmir'i yıkan depremler hep İzmir fayında meydana geldi. Depremlerle ilgili tahminler hep istatistiklere dayanır. Depremlerin tekrar etme periyotlarına göre bunlar tahmin edilir. İzmir'de en son büyük deprem 1688 depremidir, bundan 334 yıl sonra olacağı öngörülmüştü. Ancak, 2003-2005 Seferihisar depremleri ile o güne kadar varlığı bilinmeyn bir fay daha ortaya çıktı. Seferihisar'da küçük küçük depremler oluyor. İzmir'de ortalama olarak beklenen deprem 6.5 büyüklüğündedir. Bu İzmir'deki mevcut yapı stoğunda hasar yaratır. Özellikle 35-40 yaşlarınaki yapıların çok olduğu Karşıyaka, Konak, Hatay'da. Çünkü eski binalarda beton kalitesi düşük” dedi.


“KENTSEL DÖNÜŞÜM DAĞDAN DEĞİL DÜZDEN BAŞLAMALI”

Akçığ, İzmir'de kentsel dönüşümün bir an önce gerçekleşmesi ve yapı stoklarının hızla yenilenmesi gerektiğini söyledi. Özellikle yaşı 35 ve 40 üzerindeki binaların kentsel dönüşüm içine alınması gerektiğini dikkat çeken Akçığ, “Gecekondu bölgelerine bakmayalım. Çünkü çoğu dağda ve iki kat. Bence İzmir'de kentsel dönüşüm dağlardan başlatılacağına, düzlülükten başlamalı” diye konuştu. Depremle ilgili İzmir'in başının belada olduğunu belirten Akçığ, kentin fayların içinden geçtiği bir kent olduğunu söyledi.


Hürriyet