Boğaz’dan normalde emniyetli geçebilecek gemi sayısının yıllık 25 bin olduğunu söyleyen Ulaştırma Bakanı Turhan, “30 yılda sayı yıllık 70 bine kadar çıkacak. Bunu İstanbul Boğazı kaldırmaz. 5 - 10 yıl içinde bu su yolunu yapmalıyız” diyor...
Kanal İstanbul Projesi yine gündemde. Muhalefet eleştiriyor. Hükümet projeyi hayata geçirme konusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Kanal, yap - işlet - devret yöntemiyle yapılacak. Çin ve Benelüks ülkeleri ilgileniyor.
Kanal yapıldığı zaman deniz ulaşımından yılda 1 milyar dolar gelir bekleniyor. Bunun yanında İstanbul Boğazı deniz trafiği de rahatlayacak.
Milliyet yazarlarından Abdullah Karakuş, Kanal İstanbul’a yönelik eleştirileri ve yaşanan tartışmaları Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ile konuştu.
Turhan İstanbul Boğazı’ndaki transit gemi geçişlerinin her geçen gün arttığını belirterek, “Şu anda İstanbul Boğazı’ndan yılda 40 bine yakın gemi geçmeye çalışıyor. Aslında normal şartlarda emniyetli, rahat şekilde geçebilecek gemi sayısı 25 bin civarında. Önümüzdeki 30 yılda deniz aracı sayısının yıllık 70 bine çıkmasını bekliyoruz. Bu rakamı İstanbul Boğazı kaldırmaz. Önümüzdeki 5 - 10 yıl arasında bu kanalı, su yolunu yapmamız gerekiyor” diyor.
Cahit Turhan Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
2-3 gün sıra var
Kanal İstanbul Projesi’ne eleştiriler var. Tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizin transit deniz trafiğinde şu an Çanakkale Boğazı olsun, İstanbul Boğazı olsun, bu boğazlardan geçen deniz trafiğinde önemli artış var. Dünya ekonomisi büyüdükçe, 2050 yılında uluslararası ticaret hacminin 3.5 kat artması bekleniyor.
Buradaki önemli artışlar gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin coğrafyasına kayacak. Orta Asya, Güney Asya, Afrika coğrafyasının tabii kaynakları dünya ekonomisine daha hızlı şekilde taşınacak. Bu kaynaklar bu bölgedeki insanların ve ülkelerin zenginleşmesine sebep olacak. Zenginleşme beraberinde tüketimi de getirir. Ve bunların tüketeceği mallar dünyanın her bölgesinden bu ülkelere akmaya başlayacak.
Böyle bir durumda Orta Asya, Kafkasya hatta Doğu Avrupa ülkelerindeki malların dünya pazarlarına Akdeniz çanağına veya okyanus ötesine gitmesi için kullandıkları su yolu İstanbul Boğazı.
Şu anda İstanbul Boğazı’ndan yılda 40 bine yakın araç geçiyor. Geçmeye çalışıyor. Aslında bu boğazın normal şartlarda emniyetli, güvenli, rahat bir şekilde geçebileceği gemi sayısı 25 bin civarında. Geçmişte bu sayı daha fazlaydı fakat şimdi çok yüksek kapasiteli deniz araçları, üç yüz bin tonluk araçlar artık yükleri taşımaya başladı.
Bazen Boğaz’da oturan kişi, öyle bir gemi geçiyor ki, karşı sahili göremiyor. Boğaz aslında bir deniz yolu olarak düşük standartlı bir geometriye sahip. Boğazda 19 tane keskin viraj var bir gemi kaptanı için. Dolayısıyla biz Boğaz’ı geçecek olan gemilere yabancı gemilere özellikle kılavuz kaptan veririz. Buna rağmen zaman zaman istenmeyen kazaları geçmişte yaşadık.
Yatay mimari
Yeni bir yaşam alanı mı olacak? Kanal İstanbul turist çeker mi?
Yeni bir boğaz olacak, yeni bir yaşam alanı olacak. Bu kanal sadece deniz ulaşımı için kullanılmayacak. Bu kanalda turistik amaçlı seyahatler de yapılacak. Bu kanalın kenarında yapılacak olan turistik tesislerle yeni yaşam alanları oluşturacak. Yaşam alanları yatay mimari ile yapılacak.
Belki gelecekte Çanakkale’ye
Geçiş trafiği nasıl?
Önümüzdeki dönemde İstanbul Boğazı’nda deniz taşımacılığı daha da artacak. Karşılıklı iki yaka arasında seferler olacak. Bu da geçiş kapasitesini azaltacak. Bunun için önümüzdeki 30 yılda yani 2050 yılına kadar İstanbul Karadeniz havzasından Akdeniz havzasına veya Marmara - Ege havzasına geçecek deniz araçları sayısının 70 bine kadar çıkacağını bekliyoruz.
Bu rakamı İstanbul Boğazı’nın geçirmesi mümkün değil, kaldırmaz. Şu anda bile canlı taşıyan araçlara öncelik veriyoruz ama kuru patlayıcı yük taşıyanlara belli saatlerde geçiş izni veriyoruz. Dolayısıyla boğazlar öncesinde Karadeniz havzasında Marmara’nın Boğaz giriş öncesinde açıklarında gemiler sıra bekliyor. Zaman zaman 2 - 3 gün sıra bekliyorlar. Çanakkale’de de aynı durum var aslında ama Çanakkale Boğazı’nı bazen çift yönlü olarak kullanabiliyoruz. Boğaz daha geniş Çanakkale’de. Ve 2 yaka arasındaki yerleşimler daha seyrek. Gelecekte belki Çanakkale’ye de yeni bir alternatif su yolu ihtiyacı ortaya çıkacak. Ama bizim önümüzdeki 5 yıl, 10 yıl arasında bu kanalı, su yolunu yapmamız gerekiyor.
Marka değeri artar
Kanal İstanbul Projesi ne aşamada, ihale durumu nedir?
ÇED raporlarını tamamladık, imar planı aşamasında. Çevre Bakanlığımız plan onay sürecini başlattı. Bu projeyle ilgili imar çalışmaları bittiğinde ihaleyle ilgili yap - işlet - devret yöntemiyle, yani bu kanalı yapacak firma bu kanaldan geçecek araçlardan sağlayacağı trafikle bu kanalın etrafında oluşacak deniz tesislerinin liman ve lojistik hizmet alanlarının yine Boğaz’ın kenarındaki ticari alanların kullanılmasından işletilmesinden sağlanacak gelirlerle, biz bu kanalı İstanbul Havalimanı gibi yaptırmayı planlıyoruz.
Kanalımızın uzunluğu Marmara Denizi’nde Küçükçekmece Gölü’nün başladığı yer ile Karadeniz sahilindeki şu andaki havalimanının hemen paralelindeki köyün Karadeniz’e açılan bölgesinde inşa edilecek. Bunun etrafını da Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, bunu bir sadece su ulaşım yolu olarak değil, İstanbul’un marka değerini artıracak bir şehircilik projesi olarak da planlama çalışmalarını yürütüyor.
10 yeni havayolu İstanbul’a uçuyor
İstanbul Havalimanı’nda son durum nedir?
İstanbul coğrafi konumu itibariyle yurt içi ve yurt dışı uçuşlarda uluslararası hava taşımacılığında önemli bir aktarma noktası. Biz bu havalimanını yapmadan önce yurt dışından gelen uçuş taleplerini karşılayamıyorduk.
Yani havayolu şirketleri İstanbul’a yurt dışından uçmak istiyorlardı. Ama uçuramıyorduk. Çünkü kapasite dolmuştu. Tabii bunun bir ekonomisi de var. Hava ulaşımında bir havalimanına inip kalkan uçaklar, gelen yolcular o ülkeye bir takım paralar bırakır, ekonomisini kalkındırır.
Birincisi yolcu taşımacılığında bizim uçuş izni vermediğimiz ülkeler bizim hava yolu operatörlerine karşılıklı olarak mütekabiliyet gereği uçuş izni vermiyorlardı. Yani Türk Hava Yolları’nın büyüme kapasitesini de veya bizim yerli havayolu operatörlerimizin yeni uçuş taleplerini de karşılayamıyorduk. ‘Sen bugün bana uçuş izni vermiyorsan ben de sana vermiyorum’ diyorlardı.
Yılda 882 milyon euro
Yeni gelen havayolu operatörü oldu mu?
İstanbul Havalimanı uçmak isteyen yabancı havayolu operatörlerinin ihtiyaçlarını karşıladı. Yeni 10 havayolu operatörü İstanbul’a gelmeye başladı. Önceden gelenlerin de sayısı arttı.
Önceden talepleri karşılayamamak sorunlarımızdan biriydi. Bu havalimanı sadece bu havalimanı kullanan yolcuların ulaşım talebini karşılamakla kalmadı. Bir kuruş kamu kaynağı harcamadan sadece yer araziyi vererek burayı 25 yıllığına ‘böyle bir havaalanını bana kim yapacak ve işletmeye açtıktan sonra yıllık olarak ne kadar bana kar payı veya kira ödeyeceksin’ diyerek ihaleye çıktık. Ve şu anda 882 milyon euro yıllık kira alıyoruz biz bu havaalaanından. Hiç para harcamadık ve yılda 882 milyon euro kira alıyoruz. Daha önce burası maden çukurlarıyla doluydu, kullanım dışı bir araziydi.
5 milyon ton yıllık kargo
Büyük gövdeli uçaklar gelmeye başladı mı?
Büyük gövdeli uçaklar gelmeye başladı. Türk Hava Yollarımız ve benim yerli operatörlerim artık diğer ülkelere daha fazla uçuş yapmaya başladı. Bu büyük bir prestij oldu. Bizim öngörmediğimiz bazı kazanımlar da gelmeye başladı. Mesela biz kargoculukta bu kadar potansiyeli ön görmüyorduk. İstanbul kargoda bir lojistik üs oldu.
Hedefimiz burada 5 milyon ton yıllık kargo taşımacılığı. Biz burada 205 bin civarında çalışan tahmin ediyorduk ama tahminlerimizin üzerine çıkacak. İstanbul’daki havalimanının free shoplarına günlük olarak Avrupa’dan, Orta Asya’dan, Afrika’dan, Orta Doğu’dan alışveriş yapmaya gelenler var. Bazı operatörler ki bunda Türk Hava Yollarımız da var, günlük gelenlere İstanbul’u gezdiriyorlar. Bu ülkenin Ulaştırma Bakanı olarak gittiğim her yerde ‘havalimanınız çok güzel olmuş’ cümlesiyle karşılaşıyorum. Bu bizim için büyük mutluluk verici oluyor.
Önerilen Bağlantılar : 3. Havalimanı, Yeni konut projeleri