Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı’nda, şehir rantlarına ilişkin istisnaların kaldırılması da bulunuyor. Şirketler ellerindeki gayrimenkulleri 4 yıldan sonra satmaları halinde, elde ettikleri fazla gelir ne olursa olsun vergi alınmıyor.
TBMM gündeminde bulunan ve çalışma hayatı düzenlemeleriyle birlikte temmuz ayına kadar görüşülmesine başlanabileceği belirtilen Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı’nda, şehir rantlarına ilişkin istisnaların kaldırılması da bulunuyor. Şirketler ellerindeki gayrimenkulleri 4 yıldan sonra satmaları halinde, elde ettikleri fazla gelir ne olursa olsun vergi alınmıyor. Tasarı bu istisnayı kaldıracak. 2 yıla kadar satmaları halinde yüzde 40, 3 yıl sonra satmaları halinde yüzde 50, 4 yıldan sonra satmaları halinde yüzde 60, 5 ve sonraki yıllarda satarlarsa yüzde 75 oranında gelirlerinden indirim yaparak, kalan kısmı için gelir vergisi ödeyecekler. Gelir Vergisi’ne ilişkin yapılan ilk taslakta ise şehirlerde belediye ve devletin yaptığı yatırımlardan dolayı sağlanan değer artışlarının da vergilenmesine ilişkin düzenleme yapılmıştı. Belediyelerin, bu türden yatırımlardan dolayı taşınmazların değerinin artması karşılığında talep ettiği katılım paylarının fiilen işlememesi, tahsil edilememesi nedeniyle bu yönde bir düzenleme yapılması ve elde edilen gelirden de belediyelere yüzde 25 pay verilmesi düzenlemesi yapılmıştı. Düzenlemede, 10 yıllık bir dönem öngörülmüş ve yatırım yapılmasından sonra değer artışına bağlı vergi salındıktan sonra gayrimenkul sahipleri 10 yıldan sonra gayrimenkulü elinden çıkarması halinde vergiden muaf tutulmuştu. Buna karşılık ilk yıldan başlayarak yüzde 10’luk dilimler halinde indirim uygulanabileceği hükmü getirilmişti. Yatırım sonucu değer artışından sonra 1 yıl içinde gayrimenkulünü satan kişi, artıştan kaynaklı değerin yüzde 10’unu indirecek, yüzde 90’ını ise beyan edip vergisini ödeyecek. 10. yıl içinde ise yüzde 90’ını indirip, yüzde 10’unun vergisini ödeyecekti.
Hesaplama güçlüğü
Daha önceki taslaktan vazgeçilmesinde hesaplama güçlüğü temel rolü oynadı. Maliye yetkilileri, değer artışlarını hesaplamada güçlüğün, Türkiye’deki gayrimenkullerin gerçek değeri üzerinden bildirilmemesi, alım satımlarda düşük değerde gösterilmesi yanında, objektif kriter olarak alınabilecek ve her yıl ilan edilen emlak vergisine esas emsal değer uygulamasının da rantı ölçmeye yeterli olmadığını vurguladı. Üzerinde çalışılan düzenlemede, bir geçiş dönemi öngörüldüğü, gayrimenkul sahiplerinin alım satımlarda ya da tapu kayıtlarında görülen değerleri beyannamelerinde ceza ya da ek vergi ödemeden, belirli bir af dönemi öngörülerek yükseltmeye fırsat tanınacağı ve bu dönemin sonunda da rant vergisinin yürürlüğe girebileceği kaydedildi. Şehirlerde yapılan park ve yollar yanında, şehirlere yakın bölgelerde havaalanı, liman vb. büyük yatırımlar nedeniyle daha önce tarım arazisi ya da köy olan bölgelerde olağanüstü değer artışları görülebiliyor. Rant vergisine yönelik uluslararası uygulamalarda, İngiltere, Avustralya, Danimarka ve Hong Kong’da toprak değer artışı yöntemine göre vergi uygulaması bulunuyor. Bu ülkeler ayrıca, kamu yatırımları sonucu oluşan arazi değeri artışı üzerinden de vergi alınıyor.
Cumhurbaşkanı da DDK’yı harekete geçirdi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yaklaşık bir ay önce Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nu “Kent rantlarının analizi ile imar uygulamalarının değerlendirilmesine yönelik araştırma ve inceleme” konusunda görevlendirmişti. Köşk’ten yapılan açıklamada DDK’nın görevlendirilmesinin gerekçesi şöyle yer almıştı: “İmar ve kentleşme uygulamaları ile ortaya çıkan ve somutlaşan toplumun yarattığı değerlerin (rant) adil paylaşımının sağlanması ve imar düzeninin yozlaşmaktan korunması suretiyle kentsel gelişmenin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla kent rantlarının; rantı yaratan uygulamalar, imar uygulamaları değişiklikleri ile oluşturulan rantların kavranmasına yönelik yaklaşımlar, kent ve imar rantlarının yeniden dağıtımına ilişkin yeni yaklaşım ve yöntemler, kent planlama ve imar değişikliklerinde toplumsal katılım ve denetim yöntem ve araçları gibi hususları kapsayacak bir biçimde incelenmesi amaçlanmaktadır.”
Dünya