19 / 03 / 2024

65 yaş üstü için kira geliri beyannamesinde son hafta!

 65 yaş üstü için kira geliri beyannamesinde son hafta!

Pandemi sürecinde sokağa çıkamayan 65 yaş üstü vatandaşlar için vergi dönemi başladı. Kira geliri elde eden, gayrimenkul satışı kazananların 1 hafta içerisinde beyanname vermeleri gerekiyor.



Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ahmet Karabıyık, bugün kaleme aldığı yazıda 65 yaş üstüne vergi beyanı için kritik uyarılarda bulundu. 


Öncelikle sokağa çıkma yasağı devam edenler için mücbir sebep halinin devam ettiğini belirtelim...


Yani yasak kalkana kadar beyanname vermek zorunda değiller. Beyana tabi; kira geliri elde eden, gayrimenkul satış kazancı elde eden, yurtdışı faiz geliri elde edenler... Bu kişiler normalde geçen yılki gelirlerini nisan sonuna kadar beyan etmeleri gerekiyordu. 518 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu (VUK) Tebliği (Md. 5) ile mücbir sebep halinde oldukları kabul edildiğinden yasak kalkana kadar beyanname verme zorunlulukları kaldırılmıştı. (Beyana tabi gelirleri gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşan mükellefler) Bu kişiler için sokağa çıkma yasağı devam ettiği için, yasak kalktıktan sonraki 15 gün içinde gelir vergisi beyannamesi verebilecekler.


GERİ SAYIM BAŞLADI

65 yaş üstünde olmasına rağmen, 1 Haziran itibariyle (İçişleri Bakanlığı’nın 29 Mayıs 2020 tarihli genelgesi ile) sokağa çıkma yasağı kaldırılanlar içinse geri sayım başladı. 16 Haziran gün sonuna kadar;


2020/Şubat dönemi muhtasar ve KDV beyannamesini,


2019 yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesini,


2020 yılı I. geçici vergi dönemine ait geçici vergi beyannamesini, verip tahakkuk eden vergileri de ödemeleri gerekiyor.


BELGELENDİRME GEREK

Yasağı kaldırılan 65 yaş üstü kişiler; işletme sahipleri, esnaflar, tüccarlar, sanayiciler, serbest meslek sahipleri ve çalışanlar. Bu kişilerin sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olduklarını; SGK hizmet belgesi, vergi kaydı, şirket yetki belgesi, oda ve birlik kimliği belgelerinden birisiyle belgelendirmeleri de gerekiyor. (2 Haziran 2020 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan duyuru)


Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunan mükelleflerin ve söz konusu tebliğin 3.ncü maddesinde sayılan sektördeki diğer mükelleflerin; 27 Nisan, 27 Mayıs ve 26 Haziran tarihlerine kadar vermesi gereken muhtasar ve KDV beyannameleri için süre 27 Temmuz günü sonuna kadar uzatılmıştı. Bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri de sırasıyla 27 Ekim, 27 Kasım ve 28 Aralık günü sonuna kadar uzatılmıştı. (518 sıra no.lu VUK tebliği, Md.4) İlgili dönem muhtasar ve KDV beyannameleri yönünden ertelenen bu sürelere uygun olarak yine yükümlülükler yerine getirilebilecek. 


İADE ETMEMİŞ, İÇ ETMİŞ

Geçenlerde bir haberde okumuştum... Bir giyim firmasının elektronik mağazacılığı finans bölümünde 4 milyonluk yolsuzluk yaşanmış. Şirketin finans yetkilisi, müşterilerin hesabına para gönderiyormuş gibi yaparak kendi banka hesabına toplamda 4 milyon lira göndermiş. Suiistimalcinin şahsi hesabına bu paralar, birkaç yıl içinde peyderpey transfer olmuş. İşletmelerde; normalde müşteriye para gönderilmez, bilakis müşteriden (aldığı ürüne karşılık) para tahsil edilir, para transferi aslında tedarikçilere yapılır. Bu olayda ise; müşterilere para gönderilmiş ve gerekçesi de ‘mal iadesi yapan müşterilere, iade ürün bedeli karşılığı olarak yapılan ödeme’ şeklinde kurgulanmış.


SUİİSTİMAL SİGORTASI

Dolayısıyla firmanın iç kontrol sisteminin zayıflığından faydalanılmış. Belirli ölçeğin üzerindeki işletmelerin iç kontrol sistemini kurup etkinliğini de ölçmeleri gerekiyor. Finans departmanının diğer departmanlardan (mal kabul, muhasebe) talep gelmeden/doğrulamadan bu para transferini yapamıyor olması gerekirdi. Mal iadesi işlemi; işletme içinde depo-mal kabul birimince ‘teslim aldım’ şeklinde doğrulanmadan ve ‘müşteriye ödeme yapılsın’ talebi finansa iletilmeden, normalde müşteriye ödeme işleminin sonuçlanmaması gerekir. Bu durumda; finans departmanındaki dolandırıcının ya şirket içinde başka bir iş ortağı daha var (şebeke) veya finansta ödeme işlemlerinin kontrolünde ciddi zaaflar oluşmuş. Savcılığa intikal etmiş olay sonrası şirket, iç kontrol sisteminin etkinliğini tekrardan gözden geçirecektir... Ayrıca bu tip yolsuzluklara karşı sigorta şirketlerinin ‘emniyeti suistimal poliçeleri’ de var. Olası yolsuzluk risklerine karşı bir yandan iç kontrol sistemi etkinleştirilirken diğer yandan riskleri minimize etmek için ‘emniyeti suistimal sigortası da’ ilave bir önlem olacaktır.