Radikal Gazetesi'nden Ömer Erbil'in haberine göre; 16:9 gökdelenlerine yıkım kararı çıktı. Peki, 'tazminat'ı kim ödeyecek? Avukat Gökdemir, "O binaların izni Belediye Meclisi'nin oybirliğiyle çıktı. "301 meclis üyesi ödesin" diye dava açacağım" dedi...
İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin Zeytinburnu’ndaki 16:9 isimli gökdelenlerin siluete etki eden katları hakkında verdiği yıkım kararı, İstanbul tarihi silueti için ‘bir ilk’ olma özelliğine sahip. Emsal kararın nasıl uygulanacağı, gökdelenlerin nasıl tıraşlanacağını araştırdık. Kararın tebliğ tarihinden itibaren İBB 30 gün içinde Danıştay’a ya yürütmeyi durdurma istemli temyiz başvurusu yapacak ya da yıkım işlemine başlayacak. Peki yıkım olursa ortaya çıkacak yüklü miktarda tazminatı kim ödeyecek? Davayı açan avukat Cihat Gökdemir, ‘‘Gökdelenlere İBB Meclisi’nde tüm partilerin üyeleri oybirliği ile izin verdi. Tazminat bedelini oy veren üye sayısına bölüp her üyeden tazminini isteyeceğim. Kamuyu zarara uğrattıkları gerekçesiyle dava açacağım. Oy veren tüm meclis üyelerinin listesi de elimde var’’ dedi.
Radikal dün mahkemenin yıkım kararını yayımladı. Mahkeme silueti olumsuz etkilediği gerekçesiyle ‘‘Yapıya ilişkin yapı ruhsatlarının ve dayanağı imar planlarının hukuka aykırı olduğunun yargı kararıyla ortaya konularak iptaline karar verildiği ve bu iptal hükmü ile söz konusu yapıların, hukuka uygun olarak tesis edilen birtakım işlemler silsilesini geçirmek suretiyle inşa edilmemiş olduğunun belirlenmesi hususu da gözönünde bulundurulduğundan 2863 sayılı kanunun 61. maddesinde öngörülen ‘Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile gerçek ve tüzelkişiler koruma kurullarının kararlarına uymak zorundadır’ hükmü karşısında İstanbul 4 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 15.08.2011 tarihli kararı doğrultusunda uyuşmazlığa konu yapıların yıkımı gerekirken aksi yönünde tesis edilen işlemlerde hukuka uygunluk bulunmamıştır’’ dedi.
Bu karar açık olarak gökdelenlerin siluete etki eden katlarının tıraşlanmasını gerektiriyor.
Yıkım nasıl gerçekleşir?
Davalı İBB olduğundan karar kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yıkıma başlamak zorunda. Lakin İBB Danıştay’a temyiz başvurusu yapıp ‘yürütmeyi durdurma’ kararı alabilir. Alamadığı takdirde ise yıkıma başlamak mecburiyetinde. Genelde bu durumda belediyeler yıkım işlemini yapacak gerekli ekipman veya ekip olmadığını söyleyerek zaman kazanıyor. Ancak bu durumda davacı devreye girip belediyenin mahkeme karşısındaki savunmasını, ekiplerin var olduğunu ispat ederek yıkıma mecbur edebiliyor. Avukat Ömer Kavili’ye göre, yıkım yapmayan idareciler hakkında görevi kötüye kullanmak veya savsaklamaktan 3 yıla kadar hapis cezasıyla dava açılabiliyor.
Siluete etki eden kısımların yıkımı için dava açan avukat Gökdemir’e “Yıkım yapılmazsa ne yapmayı düşünüyorsunuz” diye sorduk. Gökdemir şu yanıtı verdi: ‘‘İşlemi yapması gereken bütün idari amirlerle ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Eğer İdare Mahkemesi’nin kararını 30 gün içerisinde yıkma işlemine başlamazlarsa suç işlemiş olurlar. 31 ve 32. günde yıkılmış bile olsa artık 30 günün dolmasıyla suç yerine gelmiş olur. Bizim elimize karar perşembe günü geldi. Muhtemelen onlara henüz tebliğ edilmedi, bu haftaiçi tebliğ edilir. Tebliğden sonra süre başlar. Biz suç duyurumuzu mutlaka yaparız.’’
Meclis onay verdi, şirket ‘bile bile’ devam etti
16:9’daki konutların pek çoğu satıldı. Yıkım gerçekleşmesi halinde Astay İnşaat şirketi İBB aleyhine yüklü miktarda tazminat davası açabiliyor. Çünkü belediyenin verdiği imar planı ve inşaat ruhsatı sayesinde inşaatlar devam etti. Yani tazminat yine İstanbullunun cebinden çıkacak. Bu durumu avukat Gökdemir’e sorduk: ‘‘Burada 2 tazminat var. Biri rayiç bedel üzerinden ki bu çok yüksektir, diğeri de enkaz bedelidir. Enkaz bedelini biz belediyeden talep edeceğiz. Diyeceğiz ki enkaz bedelini belirleyin. Çimento, tuğla bedeli ödenir. Büyük ihtimalle firma mahkemeye gidip rayiç bedeli üzerinden tazminat talebinde bulunacak. Onu çok tutturması mümkün değil. Çünkü siluete aykırı olduğunu kendisi çok açık bir şekilde özellikle Radikal’in haberlerinden dolayı bildiği halde inşaata devam etti. Diyelim ki mahkemeden rayiç bedel üzerinden çok yüksek bir tazminat kararı aldı. Bu durumda biz İmar Komisyonu’nun oluru olmadığı halde Zeytinburnu’ndaki gökdelenlerin yapımına karar veren, MHP de CHP de dahil, belediye meclisinde bulunan ve oy veren tüm partili meclis üyelerine dava açacağız. Bütün partililerin oyuyla, oybirliği ile bu karar çıktı. Oy vermeyenler sadece o sırada yurtdışında bulunan meclis üyeleri. Bu yüzden tazminat ödeme söz konusu olursa ben ödenen tazminat bedelini oy veren üye sayısına bölüp, her üyeden tazminini isteyeceğim. Kamuyu zarara uğrattıkları gerekçesiyle dava açacağım. Oy veren tüm meclis üyelerinin listesi de var.’’
Daha önce Boğaziçi İmar Kanunu’na aykırı olan çok sayıda binanın mahkeme kararıyla yıkıldığını biliyoruz. Haliç kıyısında Ahi Evren Camii’ni n etrafında ve yine Haliç kıyısında çok sayıda kaçak bina mahkeme kararlarıyla yıkılmıştı. Gökkafes’te ise İTÜ’yle uzun yıllar süren yıkım davasında mahkeme yıkıma gerek görmemişti. Bu nedenle siluet konusunda 4. İdare Mahkemesi’nin kararı bir ilk olma özelliğine sahip. Gerekçesi tarihi silüet olan emsal kararın nasıl uygulanacağı önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
BAŞBAKAN’I KÜSTÜREN KULELER
Başbakan Erdoğan , Zeytinburnu’nda yükselen ve şehrin siluetini bozan ‘16:9’ isimli kulelere tepkisini dile getirirken “Sahibiyle konuştum. (Mesut Toprak) Tıraşlayın dedim. Ama hiçbir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum” dedi.
Konuyla ilgili olarak Astay Gayri Menkul İnşaat Turizm Şirketi sahibi Mesut Toprak’ı telefonla aradık. Gazeteyi okumadığını, böyle bir karardan haberi olmadığını ve konuşmak da istemediğini söyledi.
Ömer Erbil/Taraf Gazetesi