Simit Sarayı'na 100 milyon dolarlık yatırım!

Simit Sarayı, son 10 yılın en özgün başarı hikayelerinden biri. Haluk Okutur. Mehmet Tarakçı ve Abdullah Kavukçu, 2002 yılında kurdukları bir simit mağazasından, 318 noktası bu­lunan dev bir şirket yaratmayı ba­şardı. 12 yılda 300 milyon TL'lik ci­roya ulaşan şirket, özellikle son iki yılda karlılık ve yurtdışı atılımlarıyla dikkat çekti.

Bu atılımın arkasındaki isim ise şirketin icra kurulu başkanlığını 10 yıllık yönetiminin ardından 2012 yı­lında ortağı ve eniştesi Haluk Okutur'dan devralan Abdullah Kavukçu oldu. 2012 yılında göster­diği performansla Ekonomist'in 'Yılın Erkek Girişimcisi' ödülünü kazanan Kavukçu, iki yılda Simit Sarayı'nın başarısını global noktaya taşıyacak kri­tik adımları attı. 2012 yılından şirke­tin başına gelir gelmez tüm yöneti­min tek bir çatı altında toplayan ve karlılığa odaklanan Kavukçu, yurtdışı operasyonlarıyla dikkatleri üzerine çekti. Simit Sarayı'nın Türkiyede'ki yükselen grafiğine yurtdışı mağaza­larının eklenmesi Kavukçu'ya ikinci kez 'Yılın Erkek Girişimcisi' ödülünü getirdi.

Simit Sarayı'm global bir marka haline getirme hedefi koyan Kavukçu'nun ajandası önümüzdeki dönemde de yeni projelerle dolu. 2019 sonuna kadar mağaza sayısını 1.052'ye çıkartmayı hedefleyen Kavukçu, önümüzdeki dönemde yurtdışına odaklanacaklarını söylüyor. Şirketin yeni dönem hedeflerinden, halka arz ve ortaklık çalışmalarına ka­dar pek çok konuda samimi açıkla­malar yapan Kavukcu, Türkiye'nin yanı sıra Amerika ve İngiltere gibi pa­zarlarda da halka arz planladıklarını belirtiyor.

2014'te yurtdışı atılımınızla dikkat çektiniz. Yurtdışında kaç mağazaya ulaştınız?

2015'e Londra mağazalarının açı­lışıyla başlıyoruz. Londra'da şubat so­nuna kadar iki mağaza açacağız. 94'ü yurtdışı olmak üzere 2014 yılını top­lam 314 mağazayla kapattık.

Yurtdışı satışların toplam satışlar içindeki payı nedir?

Şu anda yüzde 25 ama yurtdışı Türkiye'yi mağaza adedinde de ciro­da da geçecek. İki yıl önce sıfırdı. Şimdi her dört simidin birini yurtdı­şında satıyoruz.

Yurtdışı operasyonlarınız yurtiçine göre daha mı kârlı?

Kar marjımız yurtdışında daha yüksek ve kiralar Türkiye'den daha pahalı değil. Türkiye'de fiyatlar uçmuş durumda. Bugün İstiklal Caddesi'nde fiyatlar neyse Beşinci Cadde'deki fi­yatlar da aynı. İstiklal Caddesi'nde fiyatlar 150 bin TL civarında. Oxford Street'te 100 bin pound kira veriyoruz. Sonuçta orada da pound'la satış yap­tığımız için daha uyguna geliyor.

Yurtdışı mağazalarının ciro açısın­dan performansı nasıl?

2014'te en yüksek cirolu mağaza­mız Mekke oldu. Şu anda New York ikinci sırada. Amsterdam üçüncü sı­rada ama Atatürk Havalimanı'ndaki mağazayla yer değiştiriyorlar. Viaport dördüncü, Cevahir AVM ise beşinci en yüksek ciro yapan mağazamız.

Bu hızlı büyüme karşısında yurt­dışında nasıl yapılanıyorsunuz?

Hollanda'da merkez ofisimiz var. Londra'da merkez kuruyoruz. Bir de New York'ta merkezimiz var. Hedefimiz beş yıla kadar Simit Sarayı'nın merkezi ofisi global bir ha­le geldiği için yurtdışına taşımak.

Yurtdışı odaklı büyümenin insan kaynakları stratejinize nasıl bir etkisi var? Üst yönetimini yeniden organize ediyor musunuz?

Global bir şirketi buradan yönet­memiz çok zor. Bütün hukukçularımız muhasebecilerimiz bölgenin en iyisi.Yurtdışında personelimizin yüzde 70'i yabana. Ortalama mağazalarımızda 20-25 kişi çalışıyor. Şu anda transfer­lerimiz devam ediyor. Eski Exim Holding CEO'su Unsal Sözbir icra ku­mlu üyemiz. Bizim şirketimiz farklı in­sanları barındıracak bir şirket. Herşeyi biz yapmıyoruz. Ekibimizle birlikte ha­reket ediyoruz. Fiyat, maliyet bunları belirliyoruz ve fabrika giderlerini ya­tırımlarla ne kadar düşürebileceğimi­zi konuşuyoruz.

2015'te nasıl bir büyüme stratejisi izleyeceksiniz?

2015 yılında Türkiye'den daha çok yurtdışında büyüme hedefimiz var. 2019'da bin mağazaya ulaşmak istiyoruz. Bunun için stratejik planı­mızı hazırladık. Bu yıl Paris ve Madrid'te mağazalar açma hedefimiz var. Bunun dışında Katar, Dubai'de master franchise verdik. Onları ha­yata geçireceğiz. Suudi Arabistan'da çok hızlı büyüyoruz zaten, 20 ma­ğazamız olacak. 14 ülkede operas­yonumuz var. Sadece Hollanda'da 20 tane mağazamız oldu. Bu yıl mesela Hollanda'da reklam vermeye başlı­yoruz. New York'ta 10 mağaza aça­cağız. 2015'te toplam 137 mağaza açıp, toplam 100 milyon dolarlık bir yatırım yapacağız.

2015 yılında ne kadarlık bir büyü­me hedefliyorsunuz?

Şirket cirosuyla master franchise ci­rosunu ayn ayn değerlendiriyoruz. Ana şirket ciromuz 300 milyon TL'ye ulaştı. Franchise'larla birlikte 500 mil­yon TL'nin üzerine çıkıyoruz. 2015 için ana şirket olarak 500 milyon TL civa­rında bir ciro hedefimiz var. Franchise şubelerle birlikte 750 milyon TL'ye ula­şacağız. Şirket EBlTDA anlamında yüzde 55-60 civarında bir büyüme sağ­ladı. Bu çok önemli.

EBİTDA'daki artış fonların dikka­tini çekiyordur. Halka arz ve ortaklık­ta nasıl bir strateji izleyeceksiniz?

Bizim için stratejik ortaklık önem­li. Ortaklık yaparsak cebimize parayı koyup başka işler yapmamız lazım. Şu an buna ihtiyacımız yok. Başka bir iş arayışı içinde değiliz. Kendimiz bir fon kuracağız. Şu anda bile kurabilecek konumdayız ama Simit Sarayı'nın yo­ğunluğundan dolayı vakit ayıramıyo­rum. Ama birkaç yıl içinde kendi fo­numuzu kurmuş olacağız.

Bu fonla hedefleriniz nelerdir?

Bu fon Türkiye'nin merpenaltı gı­da markalarına yönelik bir fon olacak. Şu anda ortaklarımın ve benim de ka­rarım bir hisse satışı yapsak bile para­yı dışarı çıkartmak istemiyoruz. Çıkartıp da gidip inşaat gibi farklı iş­ler yapmak istemiyoruz.

Halka arz planınız hangi aşamada?

Genelde Türkiye'de şirketler büyür ve finalde borsaya açılır. Biz farklı mo­delle gitmek istiyoruz. Simit Sarayı'nın son beş yılda her sene EBİTDA anla­mında yüzde 60'a yakın büyümesi var. Önümüzdeki dönemde bu olacak. Hızlı büyümeler olabilecek ışığı biz gö­rüyoruz. Mesela New York'ta bekle­mediğimiz satışlar ve master franchi­se başvurulan var. Bu sene belki 100 tane master franchise sözleşmesi im­zalayacağım. Bunlar bizi farklı ra­kamlara götürecek. Biz satış yapıp da dışarıya para aktarmak istemiyoruz. Biz işimizi doğru yaparsak dünya markası olacağız.

Halka arz için bir tarih var mı be­lirlediğiniz?

Şirketimiz halka arza her zaman hazır. Ama bunun için acele etmiyo­ruz. Aracı kurumumuz Türkiye'de Deniz Yatırım. Deniz Yatırım artı ya­bancı partnerimizi seçeceğiz. Şu anda pek çok yatırımcı grup ile görüşüyo­ruz. Hepsinin ayrı teklifi var. Ancak halka arz da yapsak yüzde 70 şirketin cebine koyacağız parayı. Ben sadece Türkiye'de halka arz düşünmüyo­rum. Biz Amerika'da İngiltere'de büyüyoruz. Bizim halka arzlarımız peş peşe gelecek.

2015 yatırım planlarınızdan bahse­debilir misiniz?

2014'te fabrika ve lojistik depo­larına 15 milyon Euro'luk yatırım yaptık. 2015'in altıncı ayında tama­men bitmiş olacak üretim yatırımı­mız. Kendi lojistik depomuzu kurduk ve üretimde robotik sisteme geçtik. Fabrika 400 kişi çalışıyorken bu ra­kam robotik sistem sayesinde 110 ki­şiye düşecek. Yanlış anlaşılmasın biz istihdam dostu bir işletmeyiz, her yıl yüzlerce yeni elemanı mağazaları­mıza alıyoruz. Fabrika çalışanlarımı­zı da mağazalara yönlendiriyoruz. Kimseyi işsiz bırakmayacağız. 2019 hedefimiz doğrultusunda fabrikamı­zı bin mağazaya yetecek kapasitede kurduk. İnşallah hedefimiz Avrupa'da fabrika kurmak. O planı­mızı da 2016-2017 gibi hayata geçi­receğimizi düşünüyoruz. 

Mahalle ismiyle yeni bir konsept oluşturdunuz. Bu konsept beklentile­rinizi karşıladı mı?

Bu konseptimiz mahalle arasında olan, 4-5 kişinin çalıştığı daha çok 'al götür' mantığıyla işleyen bir sistem. Mahalle konseptine inanılmaz ilgi var. Bir ayda 65 sözleşme imzaladık. Mahalle konsepti oturduğu zaman bin-2 bin şubeye ulaşacak. Bu yıl en az 50 mağaza açacağız. Burada önemli olan yatırımcının en kısa za­manda yatırımını amorti etmesi. 100 metrekarelik bir Mahalle'nin anahtar teslim yatırım maliyeti 375 bin TL'ydi ilk başladığımızda. Şimdi 425 bin TL'ye çıkardık.

İyi bir mağazanın cirosu ne kada­ra çıkıyor?

En yüksek ve en küçük rakamı vermek gerekirse cirolar aylık 60 bin TL'den başlayıp 1 milyon liraya kadar çıkabiliyor.

Finansman konusunda nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Kendi özkaynaklarımız ve Denizbank'la planlayarak ilerliyoruz. Bir private equity modeli uyguluyoruz. Eğer 2012 yılında bir ortak alsaydık, or­tağa para kazandıracakken banka ris­kini kendi üzerimize alıyoruz. Ama her şirketin EBİTDA'sının 3 katına kadar borçlu olması normal kabul ediliyor. Bu yıl yapacağımız EBıTDA'yla bor­cumuzu bir yılda kapatacak şekilde planlıyoruz.

Simitle yola çıktınız ama farklı ürünleriniz de var. Önümüzdeki dö­nemde yeni ürün gruplarına girecek misiniz?

Ayda 10 milyon adet ürün üreti­yoruz. Simit satışlarımızın yüzde 10'unu oluşturuyor. 60 farklı çeşit ürü­nümüz var. Bizi Türkiye'de simitçi, dünyada ise bakery yani pastane zin­ciri olarak biliyorlar. Mesela yeni ola­rak kestane ve akide şekeri koymaya başladık. 2015'te glutensiz simit ve farklı ürünler yapmaya başlıyoruz. Ambalajları falan basıldı. Amerika ve Avrupa'da çok talep var.

Yurtdışında pastanelerle rekabet ediyoruz diyorsunuz. Bu noktada re­kabet gücünüz fiyat mı?

Bizi farklı kılan konseptimiz. Tabii ki fiyat etkeni de var ama piyasadan çok ucuz değil ürünlerimiz. Ürün ka­litemiz iyi. 1.25'e simit alıp gidebilirsi­niz veya el değmeden hazırlanmış bir simiti, sohbet edip internete girebile­ceğiniz güzel bir mekanda yersiniz. Bu sene Simit Sarayı Wi-Fi kuruyoruz, Türkiye'de ilk olacağız. Çok ciddi yatırım yapıyoruz. Bilgilerimizi bulutta saklıyoruz. ESP programı kullanıyoruz. Ayrıca yurtdışında reklam kampanyalarına başlıyoruz.

SONUÇ ODAKLIYIM

Sizi ikinci kez yılın girişimcisi yapan, başarılı olmanıza etki eden kişisel özellikleriniz nelerdir?

Ben detayların içinde boğulmam yaptığım işlerde. Detaylar bir şirketin kurumsal yapısıdır. Gerçekten görevini iyi yapan bana gelip de bir şey sormaz. Sonuç odaklıyım. Eksik gördüğüm noktada hemen müdahale ederim.

"SİMİTE KİMLİK KAZANDIRDIK"

Bu hızlı büyüme rakamları sizi şımartıyor mu?

Şımartsa şu anda yerli yabancı fonlardan gelen teklifleri kabul edip çekiliriz. Zaten satarsak hiç iş yapmamıza bile gerek kalmaz. Allah herkese böyle işler kısmet etmez. Bu iş bizim değil. Para da bizim değil. Türkiye'nin parası bu. Bu sokakta satılan bir simitti. Biz bunu aldık, sektör haline getirdik ve simite bir kimlik kazandırdık. Eskiden simit bu kadar konuşuluyor muydu? Bizim sayemizde herkes bunun ekmeğini yiyor.

Ekonomist