Beşiktaş'a metro gelecek mi?

İstanbul’un en gözde ilçelerinden Beşiktaş’ın nüfusu 186 bin. Ancak her gün 2 milyon kişilik insan trafiğine ev sahipliği yapıyor. Bu kadar yoğun insan trafiğine rağmen, ne Hacıosman-Taksim metro hattına bir hatla bağlanıyor ne de Kabataş’ta bulunan tramvay veya fünikülere. Taksim’den Dolmabahçe’ye inen yol  İstanbul  ’un en çok trafik çilesi çekilen noktalarından biri. Köprü trafiği nedeniyle de Barbaros Bulvarı özellikle akşam saatleri kilit durumda.

Beşiktaş’ın 30 Mart yerel seçimlerinde yüzde 77 gibi rekor bir oyla seçilen yeni Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın kapısını çalıp, trafik çilesini çözmeye dair projelerini ve diğer çalışmalarını sorduk.

* Neden Beşiktaş Metro ile Taksim ve Zincirlikuyu’ya bağlanmıyor? Neden Kabataş tramvay hattı buraya uzatılmıyor? Şehrin trafiğin en yoğun olduğu yer oysa ki…  

- Metro ve tramvay neden Beşiktaş’tan geçmiyor? Topbaş ile görüşmemizde Kabataş’tan Beşiktaş’a tramvay hattının uzatılmasını, Zincirlikuyu üzerinden de Metro’ya bağlanmasını görüştük.

* Bunları yıllardır duyuyoruz ama trafik çilesi devam ediyor. Şehrin göbeğindeki Beşiktaş adeta toplu taşımadan izole edilmiş gibi duruyor. 

- Hem bizim hem İBB’nin projeleri var bunlarla ilgili ama bir türlü uyum sağlanamamış ve neticede halk, kent büyük bir bedel ödüyor. Ayrıca, Beşiktaş Meydan projemiz var. İBB trafiği üstten geçirmek istiyor, biz alttan geçsin istiyoruz. Kadir ağabey ile anlaşacağımızı, trafiği yerin altına alacağımızı umuyorum.

KENTSEL DÖNÜŞÜM GEREKİYOR

* Beşiktaş’ta münferit kentsel dönüşümler göze çarpıyor. Sizin belediye olarak bu tür projeleriniz var mı?

- Beşiktaş, merkezdeki çirkin yapılaşmaya rağmen gözde… Biz Sinanpaşa, Türkali, Cihannüma ve Abbasağa gibi mahallelerde sağlıklı sosyal alanlar, yeşil alanlar ve otoparklar yapmak için ada ada kentsel dönüşüm gerçekleşsin istiyoruz. Gerekirse büyükşehir belediyesi, Başbakanlık ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yakın diyalog kurarak kentsel dönüşüm adımlarını atmak istiyoruz. Türk, Osmanlı ve Fransız mimarisiyle… Ve bunu, imar yoğunluğunu artırmadan yapacağız. Ayrıca, Dolmabahçe Caddesi’nden başlayıp Ihlamur Kasrı’na kadar olan alanda ilk adımı atıyoruz.

* Ne olacak orada?

- Orada, yol üstündeki otoparkları kaldırıp Mısırlı Parkı’nın altına alacağız. Etiler Nispetiye Caddesi’nde de trafiğin yerin altına alınması projemiz var.

Hizmet koşusu başkanı eritti

* Seçim kampanyanızdaki fotoğraflara bakıyorum ve epey kilo verdiğiniz hemen anlaşılıyor. Başkan koşturmaktan eridi, diyorlar. Bütün takımlarını terzide küçülttürdüğünüze dair dedikodular geldi kulağımıza. Nasıl verdiniz bu kadar kiloyu?

- 14 kilo verdim. Aslında büyük çoğunu seçilmeden önce vermiştim ama sonra da devam ettim.

* Herkes diyetisyeninizi merak ediyor.

- Diyetisyene gitmedim. Özel bir diyet veya bir şey de yapmıyorum. Sadece akşam yemeklerini kestim. Koşturmaya gelince… 28 yıldır siyaset yapıyorum. Hiçbir zaman da mevki, makam sahibi olmadım.

SEÇİM FOTOĞRAFLARINDAKİ SIR 

* Kiloları vermekten memnunsunuz.

- Aslında verdim memnunum ama bence kilolu insanlar hep daha sempatiktir.

* Kilolu fotoğraflarınızı değiştirmeyecek misiniz?

- Ben pek çok insan gibi poz vermeyi sevmiyorum. Bendeki biraz daha ileri… Yalnızlığı sevmem. Elim ayağım birbirine dolanır. Fotoğraf çektirirken de yalnızım ve tebessüm bile edemiyorum. Seçim fotoğrafları çekildi. Sonuçlar berbattı. O esnada iletişim danışmanımız Zeynep Anlı köpeği Kraker ile geldi. Ben Kraker’i sevip oynarken fotoğraflar çekildi. Tamamen doğal… Sonra Kraker’i yanımdan kesip çıkardılar. O fotoğrafları çok seviyorum.

Üç-dört saat uykuyla yetiniyor

* Zamanı nasıl kullanıyorsunuz? Ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz? Eşinize “Siyasetime karışma” dediğinizi biliyoruz.

- Zamanımın tamamını hizmete ayırıyorum. 3-4 saat uyku yetiyor bana. Ama gün içinde bir yerden bir yere giderken gözümü kapar 5-10 dakika uyku kaçamağı yaparım. Onlar yetiyor. Ben siyasetin sokakta yapıldığına inanıyorum. Mutlaka icraatın içinde olmalıyız. Ayrıca birlikte çalıştığımız kadrolara da heyecanı yansıtmalıyız. Ben sabah erkenden belediyeye gidiyorum. Ailemi de araya sıkıştırıyorum. Eşim biraz bunun mücadelesini veriyor ama…

* Erkenden derken, kaçta?

- 05:30’da ofisimdeyim.

* Çok erken değil mi?

- Öyle ama başka türlü yetişmeye imkân yok. Erken gitmem ekibimize de yansıyor. Ben iş hayatından geliyorum. Patron, yönetici ne yaparsa ekibi de aynısını yapar. Üzüm üzüme baka baka kararıyor anlayacağınız. Ama Ramazan’da sabah 05:00’e kadar çalıştığım için bu düzen biraz değişti.

Hürriyet / Demet Cengiz