Radon gazı tehlikesine dikkat çeken Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Sarı “Radon gazı deprem fay kuşaklarında daha yoğun olarak yer üstüne çıkmaktadır. Ayrıca üçüncü kattan daha aşağıda olan konutların radon gazı yönünden araştırılması ve incelenmesi uygun olacaktır." dedi.
Radon gazı hem kanser yapıyor hem de depremin önceden tahmin edilmesini sağlıyor. Radon gazı tehlikesine dikkat çeken Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Sarı ile Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, hem kanser hem de deprem açısından alınması gereken önlemleri anlattı.
Prof Dr. Coşkun Sarı, günümüzde radon gazının ölçümlerinin depremlerin önceden belirlenmesinde en etkili yöntemlerden biri olduğunu belirterek, özellikle radon ölçüm istasyonlarının yaygınlaştırılması gerektiğini açıkladı. Prof. Sarı, “Radon gazı deprem fay kuşaklarında daha yoğun olarak yer üstüne çıkmaktadır. Ayrıca üçüncü kattan daha aşağıda olan konutların radon gazı yönünden araştırılması ve incelenmesi uygun olacaktır. Radon gazının kanser yapıcı etkisi, evdeki radon düzeyinin dışında kişinin evde ne kadar zaman geçirdiği, sigara içip içmediği ile ilgilidir. Halk sağlığının korunması açısından ise birçok ülkede konutlar için açık ve kapalı alanlardaki radon gazı dozunun ölçümü amacıyla birçok araştırmalar gerçekleştirilmiştir ” dedi.
Prof. Dr. Coşkun Sarı
Prof Dr. Sarı, özellikle trafik sorunu yaşanan büyük kentlerde ulaşıma alternatif amacıyla oluşturulan yer altı ulaşım hatlarında radon gazı ölçümleri (doz miktarı), metro sistemi kullanan yolcular ve çalışanların sağlığı bakımından sürekli biçimde izlenmesi ve doz oranlarının yüksek olduğu istasyonlarda havalandırma sistemlerinin otomatik bir sistemle çalışması gerekmektedir” dedi.
ZEMİN VE BODRUM KATINA DİKKAT
Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer ise radon gazının genel olarak gözle görülmeyen, renksiz, kokususuz, tatsız, uranyumun bozulmasından meydana gelen kimyasal bir gaz olduğunu, yeraltından atmosfere ulaştığı gibi bir kısmının da toprak altında kaldığını, suda çözünerek yeraltı sularına karıştığını, radon gazının kanserojen olduğunu ve sürekli olarak radon gazına maruz kalmanın akciğer kanserine neden olduğunun bilindiğini belirtti. Öziçer özellikle zemine temas eden zemin kat veya bodrum katında yaşayan vatandaşların radyasyona maruz kalmalarının söz konusu olabileceğini, bu durumda ev, iş yeri özellikle okullarda bu riskin mevcut olduğunu, radon gazının zemindeki çatlaklardan, tesisat girişlerinden, yapı bağlantılarından ve duvar çatlaklarından sızdığını söyledi. Öziçer, bu riski azaltma yolunun binaların toprak ile temas eden yüzeylerinin evlerin duvarlarının su ve kanalizasyon borularının geçtiği yerlerin ve birleşim yerleri sızıntıya imkan vermeyecek şekilde izole edilmesinin gerektiğini vurguladı.
Sözcü