Ataköy sahilindeki yoğun yapılaşmaya itiraz eden Ataköy sakinleri, yerel mahkeme olumsuz karar verince konuyu Danıştay’a taşıma kararı aldı. Ataköylülerin İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde görülen davası reddedildi...
Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği, imar izinlerinin usulsüz şekilde verildiğini açıkladı. Mahkemenin kararını hatalı bulan Ataköy sakinleri, kıyı kenar çizgisinin hatalı tespit edildiği ve bilimsel ölçütlere dayanılmaksızın yanlış belirlendiğini savunuyor.
Ataköy sahilindeki yoğun yapılaşmaya itiraz eden Ataköy sakinleri, yerel mahkeme olumsuz karar verince konuyu Danıştay’a taşıma kararı aldı. Ataköylülerin İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde görülen davası reddedildi. Mahkemece, kıyı kenar çizgisinin yeniden incelenmesini gerektirecek herhangi bir hukuki ve fiili bir sebep bulunmadığı sonucuna varıldığı beyan edildi. Bunun üzerine Ataköy sakinleri konuyu bir üst mahkeme olan Danıştay’a taşıma kararı aldı. Kıyı kenar çizgisinin hatalı tespit edildiği, kıyı kenar çizgisinin bilimsel ölçütlere dayanılmaksızın yanlış belirlendiğini savunan Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği karara itiraz ederek kararı Danıştay’a temyize götürdü.
Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği, imar izinlerinin usulsüz şekilde verildiğini savunuyor. Mahkeme kararını yanlış bulduklarını söyleyen Ataköy sakinlerinden İsfendiyar Erzik, “Hukuk bitmişse her şey bitmiştir. Bu kararı kesinlikle yanlış buluyoruz. Güvenebileceğimiz tek şey hukuk. Bu herkes için geçerli. Başbakan için de benim için de geçerli. Hukuksuz yaşanmaz ki.” ifadelerini kullanıyor. Mahkemenin aldığı kararı doğru bulmadıklarını söyleyen Erzik, şöyle konuştu: “Kıyılar sadece Ataköy’ün değil bütün Türkiye’nin. Kıyı kanunu var, ona uymaları gerekiyor. Başbakan kendisi işaret ediyor. Bodrum’a gittiği zaman burada yapılaşmalara dikkat çekiyor. Bir yandan da Ataköy sahilini Çin Seddi’ne çeviriyorlar. Mahkeme kararını kesinlikle yanlış buluyoruz. Hukuk biterse her şey bitmiştir.”
Mimar Deniz Kayabay şu açıklamayı yaptı: “Mahkeme Ataköy sahilinin doğal bir kıyı olmadığını söylüyor. Halbuki burası yüzyıllardır üzerinde tarihi binalar olan bir yer. Ayrıca jeolojik verilerin yanı sıra tarihsel veriler de bahsi geçen yolun, Ataköy’ün doğu başlangıcından itibaren batıya Yeşilyurt’a doğru devam eden kesiminin güneyinde, deniz tarafında kalan kesimlerinin yapay bir dolgu olmayıp doğal bir alan olduğunu işaret etmektedir. Çünkü bu alanda en batı kesimlerde yer alan Sheraton Oteli’nin civarında Bizans döneminden kalan yer altı tünelleri kısmen koruma altında. Daha batıya doğru eski Osmanlı döneminde baruthane olarak kullanılan taş binalar ve denizin hemen kenarındaki saat kulesi dimdik ayaktadır. Tüm bu tarihî eserlerin varlığı, bölgenin Bizans ve Osmanlı döneminden beri, dolgu alanı olmayıp doğal kara alanı olarak bulunduğuna işaret etmektedir.”
Ataköy’de bulunan 412 bin metrekarelik bir sahil şeridi, inşaat şirketlerinin şantiye alanı haline gelmişti. Kıyı Kanunu gereği deniz kumsalının karayla birleştiği kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde 50 metreye kadar olan mesafede kalıcı yapı yapılamıyor. Buna rağmen yapılacak binaların projelerine göre 70 metre boyunda 24 katlı binalar Ataköy sahilinde yükselecek. İnşaata açılan alan ise bölgede tetkik yapan bilirkişi raporlarına göre yoğun yapılaşmaya uygun değil. Ancak halen inşaat çalışmaları son sürat devam ediyor. Sahil şeridinde bu denli yapılaşmanın kıyıların halkın kullanıma kapanması demek olduğunu söyleyen Ataköy 1. Kısım Güzelleştirme Derneği, bu durumu mahkemeye taşımıştı. Mahkeme ise herhangi bir hukuki ve fiili bir sebep bulunmadığına karar verince konu temyiz makamı olan Danıştay’a taşınmış oldu.
CİHAN ACAR -CAFER CAN/ Zaman Gazetesi
Önerilen Bağlantılar : Satışa çıkacak projeler