Koronavirüs salgını tedbir çalışmaları kapsamında birçok işyeri kapatıldı. Mücbir sebeple kapatılan işyerlerinin kira ödeyip ödemeyeceği ise merak ediliyor…
Mücbir sebeple kapatılan işyerlerinden tekrar açılıncaya dek kira alınmayacak. AVM’lerdeki işyerleri ise Borçlar Kanunu’ndaki ‘aşırı ifa güçsüzlüğü’ maddesinden yararlanabilir.
Milliyet Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Erol Ulusoy,
koronavirüs salgını kapsamında alınan önlemler dahilinde kapatan işyerlerinin
kira ödemelerini kaleme aldı. İşte o yazı…
Koronavirüsün kiraları nasıl etkileyeceğini dün incelemeye
başlamıştık. Konutlara ilişkin ilk yazımızdan sonra bugün de işyerlerinin
durumuna açıklık getirmeye çalışacağız.
İçişleri Bakanlığı’nın 16 Mart 2020 tarihli genelgesi ile
kapatılan işyerleri, mücbir sebep nedeniyle, genelge ile tekrar açılıncaya
kadar kira ödemeyeceklerdir, TBK md 136 ile düzenlenen mücbir sebep bu sonucu
doğuruyor. Onlar için kirayı ödemediler diye zaten tahliye davası açılamaz.
Bazı işyerleri ise mesela AVM’ler, ya da paket servis
hizmeti olmayan ya da olup da salgın hastalık önlemleri devam ettiği sürece,
paket servis hizmeti vermek istemeyen işyerleri de, duruma göre ya TBK md 136
olağanüstü hal ya da ya da md 138 aşırı ifa güçsüzlüğünden yararlanabilecekler.
Ya kira borçlarından sorumlu olmayacaklar, ya da kira bedelinde indirim
yapılmasını isteyecekler.
Ayıplı hale geliyor
TBK md 301, kiraya verenin, kiraya verdiği şeyi, kira sözleşmesinde
amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda bulundurmakla yükümlü kılıyor. Bu şu
anlama geliyor; eğer bir yer, örneğin sinema olarak kullanılmak üzere kiraya
verilmişse, kiralayan bu yerin sinema olarak kullanılacak şekilde
bulundurmalıdır.
Benim görüşüme göre, Kovid-19 kiralık işyerleri için hukuken
sonradan ortaya çıkan önemli hukuki ayıp olarak da nitelendirilebilir. Genelge
ile kapatma kararı verilmiş olan işyerlerinin, başlangıçta ayıplı değil iken,
sonradan hukuken ayıplı hale geldiği söylenebilir. Kahvehane olarak işletilmek
üzere kiraya verilmiş bir işyerinin, sonradan idari bir kararla kapatılması, o
kira sözleşmesi bakımından kiralanan işyerini ayıplı hale getirir.
Kiracının hakkı
Her ne kadar burada meydana gelen “iş yerinin idari bir
kararla kapatılması” hukuki ayıbı, kiraya verenden kaynaklanmasa da, kanaatimce
sonuç değişmez, ortada sonradan çıkan önemli bir ayıp vardır; kiralanan işyeri
kapatılmış, kira sözleşmesindeki gibi bir işyeri olarak kullanılamaz hale
gelmiştir.
Peki, sonradan ortaya çıkan önemli ayıp halinde kiracıların
ne gibi hakları vardır? Hemen söyleyeyim, iki önemli hakkı var, birincisi kira
bedelinde indirim isteme ki koronavirüs sebebiyle kapatılan işyerlerinde bu
kira bedelinde indirim isteme, işyerleri tekrar açılıncaya kadar geçecek sürede
hiç kira ödememeye dönüşür. Kiracının ikinci hakkı da kira sözleşmesini
feshetmektir.
Üniversite öğrencisi kirasını ödeyecek mi?
TBK’nın 324’üncü maddesi, kullanıma elverişli bulundurulduğu
sürece, kiracının kendisinden kaynaklanan bir sebeple kiralananı hiç
kullanmaması veya sınırlı olarak kullanması, kira bedelini ödeme borcunu
ortadan kaldırmıyor. Bunun şu andaki pratik sonucu, bilhassa üniversitelerin
önce 3 haftalık tatil edilmesi, sonra da 2020 Bahar Dönemi öğreniminin uzaktan
öğrenime çevrilmesi ile çıkan sonuçtur. Binlerce üniversite öğrencisi bu
sebeple kiraladıkları evleri, yurtları terk ederek, memleketlerine gittiler.
Kiraladıkları evleri, yurt odalarını en az dört ay boyunca kullanamayacaklar,
ama kira ödeme borçları devam edecek.
Ancak, öğrencilerin ev sahipleri ile görüşüp,
üniversitelerin uzaktan öğretime geçmesini ayıplı bir durum olarak kabul edip,
kira bedelinde uygun bir indirim konusunda anlaşma yolunu seçmeleri de
mümkündür. Toplumsal dayanışma sadece savaş halinde değil, salgın hastalıklarla
mücadele süresince de ihtiyaç duyduğumuz bir ortak bağdır. Şimdi dayanışma
göstermezsek, toplumsal hafıza bunu unutmaz ve gelecekte karşılıklı
davranışlarımızda çok olumsuz etkileri olur.
Ama hemen söyleyeyim, karantina yeri olan ilan edilen ve
boşaltılan yurtlarda kalan öğrencilerden, yurt kirası alınması TBK md 324
gereği de mümkün değildir.
Kiralık işyerlerinin tahliyesi yasaklandı
Kovid-19 ile ortaya çıkan durum aslında, hem kiracı için hem
de kiraya veren için olağanüstü bir durumdur. Bu sebeple hem kiracı hem de
kiraya veren mal sahibi, Kovid-19 ile ortaya çıkan hukuki ve fiili durumun
kendisi için çekilmez hale gelen önemli bir sebep olduğunu ileri sürüp ve
ispatlayarak, kira sözleşmesini feshedebilirler. Tabii bu yolla fesihte de
yasal fesih bildirim süresine uymak zorunludur.
Ancak, 26 Mart 2020’de yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanunun
Geçici 2’nci maddesi, 1/3/2020’den 30/6/2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri
kira bedelinin ödenememesinin kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi
oluşturmayacağını belirtiyor. Yani kira bedeli ödenmedi diye işyerleri tahliye
edilemeyecek. Bu kural, bütün işyerlerini kapsıyor. Kastedilen, kiranın
ödenememesi sebebiyle tahliye davası açılamayacağı. Yoksa kira ödeme borcu
aynen devam ediyor. Buna karşılık İçişleri Bakanlığı 16 Mart Genelgesi ile kapatılan
işyerlerinin açılmasına müsaade edilinceye kadar kira borçları da ortadan
kalkmış oluyor bana göre.