Türkiye'nin 1 numaralı emlak ve konut editörü Tebernüş Kireçci, kendi Twitter hesabından "İşsizlik sorunu var mı?" başlıklı analizini yayınladı. İşte Kireçci'nin 18 maddelik analizi...
Türkiye'nin 1 numaralı emlak ve konut editörü Tebernüş Kireçci, kendi Twitter hesabı http://twitter.com/TebernKireci1 'den "İşsizlik sorunu var mı?" başlıklı analizini yayınladı. İşte Kireçci'nin 18 maddelik analizi;
1) TÜİK Haziran sonu itibariyle Türkiye'de işsiz sayısının yüzde 13'e ulaştığını açıkladı. İşsiz sayısı 938 bin kişilik artışla 4 milyon 253 bin kişi olarak hesaplandı.
2) Bunun anlamı ne? Kim işsiz kalıyor? Çözümü ne? Nereye kadar sürecek? İşsizlik artacak mı?
3) Dünya siyasal ve ekonomik açıdan büyük yol ayrımında. Makas değiştiriyor. Değiştirmeye başladı. Bu makasa değişimi bir kaç yıl daha sürecek.
4) Her taşın altında Çinlileri arar olduk. Çok yanlış yaptığımız da söylenemez. Türkiye ve dünyada esen işsizlik rüzgarında Çinlilerin etkisi tahmin ettiğimizden büyük. Bildiğimizden fazla.
5) Çin, bir taraftan dünyanın üretim merkezi haline geldi. Bunu yaparken aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir çok ülkeyi etkisiz hale getiriyor.
6) Diğer taraftan da Avrupa'da dahil gelişmiş ülkelerdeki sanayi ve ticari işletmeleri satın alıyor. Bununla da yetinmiyor. Yapay zeka ve robotlar ile dünyada beyaz ve mavi yakalı ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Girdiği her ülkede, sermaye ve makine kendilerinden olmak koşuluyla "kendi kendine yetebilen, yetmeyini Çin'den ithal eden" duruma getiriyor. Getirecek de...
7) Geçen dönemin en önemli kelimesi "büyüme"ydi. Tüm bankacılar ve finansçılar ağız birliği etmişçesine hep büyümeyi savundu. Büyümenin güzelliklerini anlattı. Büyümeye güzellemeler dizdi. "Yeter ki büyüyün, bir yabancıya şirketi satarsınız" sözü dillerde pelesenkti.
8) Sanayici ve tüccar de bu söylenenlere kandı. Büyümede herkes birbiriyle yarıştı. Bugün ortaya 80 trilyon dolar gelire karşılık 250 trilyon dolar borç stoku olan manzara çıktı.
9) Yeni dönemde kolay kolay sanayici ve tüccar borçla büyümeyi göze alamayacak. Borç ile büyümenin ne kadar sorunlu bir iş olduğu anlaşıldı. Bu krizin en büyük faydası uzun vadede bu olacak. Yıkılmayıp ayakta kalabilenler öz sermaye ile büyüyecek. Krediden uzak duracak.
10) Türkiye'deki sorunlar dünyadaki sorunlara ilave olarak başka detaylara da sahip. Türkiye'deki en büyük sorunlardan birisi iş mahkemelerinde kararların yüzde 98'inden fazlasının işveren aleyhine çıkmasıdır.
11) Yani mahkemeler yargılamadan daha çok infaz yapıyor. Adeta iş verene "İş vermede ne yaparsan yap" diyor. İş Mahkemelerinde adil yargılama olmadığı sürece Türkiye'de işsizlik sorunu artarak devam eder.
12) Biz Avrupa'yı batıran ne kadar mevzuat varsa hepsini kopyalıyoruz. İş mahkemelerinde ve iş kanununda da aynısı hataya düştük/düşürüldük.
13) Yanlış anlaşılma olmasın. "İş mahkemeleri patronların yanında yer alsın" demiyorum. "İş mahkemeleri adil olsun" diyorum. İyi niyetli işveren ile kötü niyetli işvereni ayırsın.
14) Bu akış böyle devam ederse Avrupa'nın düştüğü hale düşeriz. Faizler sıfıra ve negatife düşse bile kimse girişimci olmak istemez. Kapasitesini büyütmez. Kapasite artırımına yanaşmaz. Yeni tesis açılmaz.
İstihdamın önünde yüksek faiz oranları, tüketici mahkemeleri, ticaret kanunu ve enerji fiyatlarının yüksekliği gibi sorunlar var. Bunları ilerleyen günlerde analiz edeceğim.
15) Kötü bir nesil yetişti. Yetişmeye devam ediyor. Anneler ve babalar çok korumacı. Herkes yağmurun altında romantik bir yürüyüş yapmak istiyor. Ama kimse ıslanmak istemiyor. Herkes cennete gideceğini düşlüyor. Ama ölmek isteyen çok az:)
16) Yeni nesilde de herkes patron ve yönetici olmak istiyor. Ama işe emek vermeden. Bunda en büyük hata anne ve babaların. Çocuklarına karşı çok korumacı davranıyorlar. İstiyorlar ki çocukları yıpranmasın. Yorulmasın.
17) Eskiden gençler "masa başı" iş isterlerdi. Şimdi masa başı işi de beğenmiyorlar. Her işten sıkılıyorlar. Bunların sonucu olarak gençler işsizlikten daha çok iradi olarak işsiz kalmayı tercih ediyor.
18) İşsiz kalan beyaz yakalılar ve mavi yakalıların önemli bir kısmı uzun yıllar iş bulamayacak. Bulsalar da bırakın reel bazda olmasını eski ücretlerini alamayacaklar.
19) Yarın: İstanbul'u ve büyük şehirleri terk etmeniz vakti geldi mi?
Tebernüş Kireçci'nin yazılarını okumak ve yorum yapmak için tıklayın