Anadolu Ajansı'nın "Global İletişim Ortağı" olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Enerji Uzmanları Derneği tarafından düzenlenen Enerji Piyasaları Zirvesi gerçekleşti. Zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Bakanından uzmanına kadar kesintisiz olarak 4,5 yıl dinlenen bir enerji sektörünü düşünün. Buna boyun eğmedik bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz" dedi.
Yıldız, Anadolu Ajansı'nın "Global İletişim Ortağı" olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Enerji Uzmanları Derneği tarafından düzenlenen Enerji Piyasaları Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, ikili anlaşmalarla bir serbest üreticinin herhangi bir serbest tüketiciye enerjisini rahatlıkla satabildiğini, serbest tüketicinin de tedarikçisini rahatlıkla seçebildiğini söyledi.
Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verdiklerinin dile getiren Yıldız, Türkiye'de tüketilen enerjide rüzgardan elde edilen elektriğin payının yüzde 10,5’e ulaştığını ifade etti. Yıldız, rüzgardan elde edilen elektrik sayesinde 850 milyon dolarlık daha az doğalgaz ithal edilmesini sağlandığını vurguladı.
Enerji sektöründe bir çok tehditler de bulunduğuna değinen Yıldız, şöyle konuştu:
"Usulsüz olarak dinlenen telefon konuşmalarının bizi yıldıracağı, paralel yapı tarafından da engelleneceğimiz düşünülmüştü. Bakanından uzmanına kadar kesintisiz olarak 4,5 yıl dinlenen bir enerji sektörünü düşünün. Buna boyun eğmedik bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz.
Yalnız enerji sektöründe yılda 8-10 milyar dolar civarında paranın dönmüş olması illa bir usulsüzlük anlamına gelmeyecektir. Şu ana kadar yalnızca enerjide koyduğumuz prensiplerle değil, yetişme tarzımızla, gelenek ve göreneklerimizle, öğrendiklerimizle bu sektörü yönetiyoruz."
Türkiye'de enerji sektörünün 156 milyon dolarlık bir projeyi finanse edemeyip hazine garantisi arayışına girdiği bir noktadan, 22 milyar dolarlık 2 nükleer santral projesini hiçbir hazine garantisi vermeksizin gerçekleştirebilir hale geldiğine işaret eden Yıldız, "Bu, ülkedeki siyasi istikrar ve bunun sürdürülebilirliğine inançtan kaynaklanmaktadır" diye konuştu.
Petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki gelişmelere de değinen Yıldız, "Dünyada petrol fiyatlarındaki değişimlerin doğalgaz fiyatlarına yansıyor olması nedeniyle bu aydan sonra bizim alım fiyatlarımıza da yansıyacak. Kasım 2008'deki doğalgaz fiyatları civarında şu anda doğalgazımızı satıyoruz. Bu bizim yerli kaynaklarımızdan elde ettiğimiz gelirleri paçal hale getirmemiz, onlarla balans etmemizle mümkün oldu" diye konuştu.
Yıldız, Türkiye'nin sanayicisine AB'deki en ucuz elektrik ve doğalgazı sunduğunu belirtti. Bunu yerli kaynakların katkısıyla yapabildiklerini dile getiren Yıldız, tüm yatırım kararlarını da özel sektör yatırımcılarıyla alıp, gerçekleştirdiklerini söyledi.
Enerjinin kamudan almadığı payın, adalet, emniyet, sağlık gibi sektörlere aktarıldığına değinen Yıldız, bundan sonra da herhangi bir rehavete kapılmayacaklarını ve 2023 hedeflerini tutturacaklarını kaydetti.
Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) Yönetim Kurulu'nun önümüzdeki günlerde belirleneceğini ifade eden Yıldız, borsada elektriğin rahatça alınıp satılabildiği bir noktaya gelineceğini belirtti.
İktidarları döneminde elektrik sektöründe kamunun ve özel sektörün yer değiştirdiğini vurgulayan Yıldız, kamunun payının o dönemde yüzde 32'ler düzeyindeki özel sektör payına çekildiğini bildirdi.
Erdoğan, Anadolu Ajansının "Global İletişim Ortağı" olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Enerji Uzmanları Derneğince düzenlenen "Enerji Piyasaları Zirvesi"ndeki konuşmasına, toplantının düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek başladı.
Enerjinin, Türkiye'nin içinden geçtiği kritik dönemin en önemli unsurlarından, tartışma konularından ve hedeflerinden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin zengin doğal kaynakları bulunmadığını, petrol ve doğalgaz kaynakları sınırlı olan Türkiye'nin, diğer kaynaklarının tamamı devreye girse bile enerjide dışa bağımlılığın ortadan kaldırılamayacağını söyledi.
Türkiye'nin enerji konusundaki avantajına da dikkat çeken Erdoğan, zengin enerji kaynaklarına sahip coğrafyalar ve bunlara ihtiyaç duyan ülkeler arasında Türkiye'nin köprü ve geçiş noktası olduğunu vurguladı. Enerji kaynaklarının güvenli, istikrarlı ve ekonomik geçişini sağlamanın, bu kaynaklara sahip olmak kadar stratejik önemi bulunduğunu söyleyen Erdoğan, ülkenin son yıllarda maruz kaldığı tüm saldırıların ve sıkıntıların arkasındaki en önemli unsurlardan birinin enerji olduğunu kaydetti.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, "Koç topluluğu cirosunun yarısı enerji işlerimizden geliyor. Rafineri, LPG ve akaryakıt dağıtımı, elektrik iletimi ve madencilik olarak enerji sektörünün hemen hemen tüm alanlarında faaliyet gösteriyoruz" dedi.
Koç, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu, Enerji Uzmanları Derneği tarafından EPDK'nın ev sahipliğinde düzenlenen Enerji Piyasaları Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik gelişmesiyle enerji ihtiyacının birebir büyüdüğünü ve enerji ihtiyacı karşılanmazsa büyümenin sekteye uğrayacağını söyledi. Koç, "Enerji tedariki, güvenliği ve fiyatları, ülkelerin rekabet güçlerine önemli ölçüde etki etmektedir. Bu açıdan enerji sektörü, ülkemiz sanayisinin küresel rekabet gücünü etkileyecek ana unsurlardan biridir" diye konuştu.
Türkiye'nin en büyük doğalgaz ve petrol üreticileri ile en büyük enerji tüketicilerinden Avrupa Birliğine (AB) komşu olduğunu hatırlatan Koç, "Petrol ve doğalgaz ulaştırma maliyetlerini düşünürsek, ülkemizin konumunun ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlayabiliriz" dedi.
Enerji sektörünün önündeki diğer kritik gündem maddesinin de iklim değişikliği olduğunu belirten Koç, gelecek yıl Paris'te düzenlenecek iklim değişikliği zirvesinde 2020 sonrası için küresel anlaşmaya varılacağını, bu anlaşmanın Türkiye'yi de yakından ilgilendireceğini söyledi.
Koç, bu çerçevede sürdürülebilir enerji kaynaklarının önemine vurgu yaparak, "Bu çerçevede ülkemizin başkanlığını devraldığı G-20'de enerji kaynaklarına erişim, enerji arz güvenliği ve iklim değişikliğinin ana gündem maddeleri olarak ele alınmasının gerektiğine inanıyorum" ifadesini kullandı.
G-20'nin Türkiye'nin enerjinin güvenli biçimde iletilmesinde bölgesinde ne kadar kritik konumda olduğunun anlatılması için önemli bir platform olacağını belirten Koç, "Enerji sektörünün ülkemizin sürdürülebilir büyümesi için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bu alana yapılacak yerli ve yabancı yatırımların önemli bir katma değer yaratacağına da yürekten inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Mustafa Koç, şöyle devam etti:
"Koç topluluğu olarak, Türkiye'nin geleceğine ve potansiyeline olan inancımızı her fırsatta dile getiriyoruz. Ülkemizin geleceğine yönelik hedeflere ulaşılmasında sorumluluk alıyoruz. Kurucumuz Vehbi Koç'un 'Ülkem varsa, ben de varım felsefesiyle her zaman uzun dönemli hedeflere odaklanıyoruz. Bu bakış açısıyla, yaklaşık 10 yıl önce enerji sektöründe daha büyük oyuncu olmak üzere yola çıktık. Yeni atılımlar yaparak, topluluğumuz içinde enerji şirketlerinin payını önemli ölçüde artırdık. Öyle ki Koç topluluğu cirosunun yarısı enerji işlerimizden geliyor. Rafineri, LPG ve akaryakıt dağıtımı, elektrik iletimi ve madencilik olarak enerji sektörünün hemen hemen tüm alanlarında faaliyet gösteriyoruz."
TÜPRAŞ'ın Koç Holding tarafından satın alınmasından bu yana toplam 5,2 milyar dolar enerji yatırımı gerçekleştirdiklerini belirten Koç, bu yatırımların en büyüğünün 11 Aralık 2014'te açılan fueloil dönüşüm tesisi projesi olduğunu ifade etti.
Koç, enerji sektörü yatırımcılarının ancak piyasa kurallarının belli, şeffaf, eşit olduğu, uzun vadede piyasa yapısında büyük değişikliklerin yaşanmayacağı iş ortamında başarılı olacaklarını söyledi. "Bu kapsamda, EPDK, düzenleyici görevini başarılı şekilde yerine getiriyor" diyen Koç, son 10 senede enerji piyasasının Türkiye'de geldiği yeri takdir ettiklerini dile getirdi.
Mustafa Koç, liberal piyasa yapısının yalnızca kağıt üzerinde değil, uygulamada da gerçekleştirilmesini istediklerini belirterek, spekülatif oyuncuların ve haksız rekabetin olmadığı, devletin oyuncu yerine düzenleyici rol üstlendiği bir ortamın yatırımcıları teşvik edeceğini kaydetti.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, elektrik dağıtım piyasasında mevcut tarife döneminin 2015 sonunda tamamlanacağını belirterek, "Önümüzü görmemiz ve sektörün sağlıklı gelişmesi için 2016 sonrası yeni tarife dönemi prensipleri mümkün olan en erken sürede açıklanmalıdır" dedi.
Sabancı, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu, Enerji Uzmanları Derneği tarafından EPDK'nın ev sahipliğinde düzenlenen Enerji Piyasaları Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, dağıtım ve üretim özelleştirmelerinde atılan adımların rekabete dayalı piyasa yapısının oluşumuna önemli katkı sağladığını söyledi.
"Özünde rekabete dayalı, öngörülebilir ve şeffaf politikalar, ülkenin potansiyeli ile birleşince güven ortamı sağlandı ve özel sektör koşarak yatırım yaptı" diyen Güler Sabancı, kendilerinin de Enerjisa olarak, bu politikalara güvenerek, elektrik üretimi, ticareti, satışı ve dağıtımıyla, bir özel sektör oyuncusu olarak en ön sıralarında yer almaya çalıştıklarını belirtti. "Son 7-8 yılda 22 milyar lira yatırım yaptık" diyen Sabancı, daha rekabetçi bir piyasa için çalışmaya, düzenleyicilerin de aynı anlayışla sektöre yön vermeye devam etmeleri gerektiğini belirtti.
- "Arz fazlası, cesaretli adımlar için fırsat sunuyor"
Elektrik sektöründe talep artışının üzerinde gerçekleşen arz fazlası bulunduğunu ve bu fazlalığın tüketicinin lehine kullanılması gerektiğini söyleyen Sabancı, şöyle devam etti:
"İçinde bulunduğumuz arz fazlası dönemi, özellikle tüketicilerin yararlanacağı, daha rekabetçi, liberal ve şeffaf bir elektrik piyasasına geçme yönünde cesaretli adımlar atmak için bize fırsat sunuyor. Son dönemde tamamlanmış çeşitli özelleştirmelere rağmen, kamunun bir piyasa oyuncusu olarak halen kontrolünde olan elektrik arzı, toplamın yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda, kamunun pazardaki hakim durumunun azaldığı, rekabetçi özel sektörün payının daha yüksek seviyelere çıktığı bir yapıya ulaşmalıyız. Bu hedef gerçekleşene kadar da üretim özelleştirmelerinin devam etmesini ve kamunun piyasa oyuncusu olarak faaliyetlerini diğer özel sektör oyuncuları ile aynı şartlarla sürdürmesini bekliyoruz. Tüm bunları rekabetçi piyasanın doğru yönde gelişimi için atılması gereken önemli adımlar olarak görüyoruz."
- "Elektrik borsasını dört gözle bekliyoruz"
Elektrik sektörünün serbest piyasaya geçişinin önemli hususlarından birinin fiyat oluşumu olduğunu hatırlatan Sabancı, "Liberal ve rekabetçi bir piyasanın olmazsa olmazı, fiyatın arz ve talep dengesi içinde pazar tarafından belirlenmesidir, ancak böyle bir piyasa sürdürülebilir bir yatırım iklimi yaratacaktır. Arz-talep dengesini ve maliyetleri tam olarak yansıtan, şeffaf, derinlikli, likiditesi yüksek; aynı zamanda ileriye yönelik doğru fiyat sinyalleri de içerecek bir elektrik borsasının kurulmasını dört gözle bekliyoruz" diye konuştu.
- Yeni tarife açıklanmalı
Elektrik dağıtım piyasasında mevcut tarife döneminin 2015 sonunda tamamlanacağını, altyapı yatırımlarına ve sistem iyileştirmelerine tüm zorluklara rağmen devam ettiklerini, hedeflerinin kesintisiz ve dünya standardında hizmet sunmak olduğunu anlatan Güler Sabancı, "Önümüzü görmemiz ve sektörün sağlıklı gelişmesi için, 2016 sonrası yeni tarife dönemi prensipleri mümkün olan en erken sürede açıklanmalıdır. Bunu yatırımlar ve devamlılık açısından çok önemli buluyoruz ve bekliyoruz" dedi.
Sabancı, doğalgaz sektöründe ise serbestleşme için gelinen aşamanın, elektrik sektörünün çok geride olduğunu ifade ederek, elektrik piyasasına benzer maliyet esaslı, arz ve talep dengelerini yansıtan, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir yapıya, konunun sosyal boyutu da gözetilerek işlerlik kazandırılması gerektiğini söyledi.
Güler Sabancı, aynı zamanda yerli ve yenilenebilir kaynakların kullanılmasının Türkiye ekonomisine sağlayacağı katkıya ve enerji verimliliğinin önemine dikkati çekti.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, "Grup olarak yerli güneş santralleri panel üretimi üzerine çalıştığımızı duyurmak isterim" dedi.
Zorlu, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu, Enerji Uzmanları Derneği tarafından EPDK'nın ev sahipliğinde JW Marriott Otel'de düzenlenen Enerji Piyasaları Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, yenilenebilir enerji ekipmanlarında fiyatların düştüğünü söyledi.
Ahmet Nazif Zorlu, "Bugün yenilenebilir enerji ekipman fiyatlarının aşağıya düşmesi ve aynı zamanda yerli ekipman üretiminin artması sebebiyle özellikle rüzgar santrallerinde yatırım yapmak cazip hale gelmiştir" diye konuştu.
Yakın dönemde yerli güneş santralleri üretiminin daha hızlı gelişeceğini ifade eden Zorlu, "Grup olarak yerli güneş santralleri panel üretimi üzerine çalıştığımızı duyurmak isterim" dedi.
Nükleer enerji alanında faaliyet göstermek istediklerini belirten Zorlu, "Nükleer enerji yerli firmalardan oluşmalı, yatırımlar mümkün olduğu kadar yerli firmalar tarafından yapılmalı. Zorlu Grup olarak burada yer almaya hazırız" diye konuştu.
Zorlu, dünyada güç dengelerinin hızla değiştiğini kaydederek, ekonomik gücün batıdan doğuya doğru kaydığını ve enerjide oyunun kurallarının değiştiğini söyledi.
Yerli kömürle elektrik üretimi yapacak santrallere teşvikin devam ettirilmesi gerektiğini ifade eden Zorlu, "Geçtiğimiz iki yıllık süreçte doğalgaz fiyatlarının çok yüksek olması sebebiyle hükümetimiz kömür santrallerine teşvikleri artırırken, doğalgaza olan teşvikleri tamamen kaldırdı. Eğer önümüzdeki dönemde doğalgaz pazarlıkları olumlu sonuçlanırsa bu yatırımların tekrar gündeme getirilmesinde fayda var. Artık her ne olursa olsun, yerli kömürle üretim yapacak santrallerin mutlaka desteklenmeye devam edilmesi gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
AA
Önerilen Bağlantılar : Satışa çıkacak projeler