19 / 04 / 2024

İhtiyatı tedbir nedir?

 İhtiyatı tedbir nedir?

İhtiyatı tedbir sonuçlanması uzun süren davalarda, davanın kabulü halinde, davacının dava konusunu elde etme olanağından yoksun kalmamasını sağlamaktır. Peki ihtiyatı tedbir nedir? İşte yanıtı...


İhtiyatı tedbir nedir?


Hakkı ihlale uğrayan bir kişi haklılığını mahkemede ispat edinceye kadar karşı tarafın mal varlığında değişiklikler meydana gelebiliyor. Bu değişiklikler sonucunda açılan davanın hükmünün icrası mümkün olmayabiliyor.  


İhtiyati tedbir ile işin esasına ilişkin karar verilmiyor. Mahkemeye başvurunun sonuçlanması uzun zaman aldığından, davacının talebi, daha başlangıçta “ihtiyati tedbir” yoluyla geçici korumaya alınıyor. Davacının tek yanlı menfaati dikkate alınarak ona sağlanan bu korumanın; “hızlı adalet” ilkesinin her zaman gerçekleştirilememesinin bir telafisi olarak düşünüldüğü söylenebiliyor. Bir başka anlatımla, eğer esas yargılama zamanında ve hızlı olarak yapılabilse, bu korumaya gerek duyulmuyor.


İhtiyati tedbir ile ilgili yasal esaslar 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda şu şekilde açıklanıyor:


MADDE 101 - Hâkim iki taraftan birinin talebiyle davanın ikamesinden evvel veya sonra aşağıda gösterilen hal ve şekillerde ihtiyati tedbirler ittihazına karar verebilir:

1. Menkul ve gayrimenkul malların ayni münazaalı ise bunun haciz veya yeddiadle tevdiine,

2. Münazaalı şeyin muhafazası için lâzımgelen her türlü tedbirlerin ittihazına,

3. Kanunu Medeni ile muayyen hallerde nafaka alınmasına,

4. Ayrılık veya boşanma davası üzerine Kanunu Medeni mucibince icap eden muvakkat tedbirlerin ittihazına.


Adli yargıdaki ihtiyati tedbir kararları; İdari yargıdaki iptal ve yürütmeyi durdurma kararı niteliğinde olmayıp, yalnızca, mevcut olduğu düşünülen bir zararın geçici bir süre için önlenmesi amaçlıdır.


İhtiyati tedbir kararlarının mahiyetini ve kapsamını belirleyecek olan tedbir kararlarını veren mahkemelerdir (Y.11. HD.,E. 2002/8127,K. 2003/1169,T. 17.2.2003).


Davanın esasını çözümleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Tedbir, önemli bir zararın meydana gelmesini önleyecek şekilde verilmelidir. Bir tarafın şahsi ihtiyacını karşılayıp pek çok insana zarar vermesi ihtimali bulunan bir konuda ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir (Y.4. HD.,E. 1975/3743,K. 1975/7667,T. 16.6.1975 ).


MADDE 102 - (Bu maddede yazılı ihtiyati hacze dair hüküm,1424 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ile kaldırılmış, bu kanunu kaldıran ve yerine geçen 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 257.maddesinde yer almıştır).


MADDE 103 – 101. maddede gösterilen hallerden başka tehirinde tehlike olan veya mühim bir zarar olacağı anlaşılan hallerde tehlike veya zararı defi için hâkim icap eden ihtiyati tedbirlerin icrasına karar verebilir.


Tedbir yolu ile, davanın sonunda elde edilebilecek hakların verilmesi usul ve yasaya aykırıdır (YHGK.E. 1976/4-1976,K. 1977/480,T. 13.5.1977).


MADDE 104 - Dâva ikamesinden evvel haczi ihtiyati kararı mahkeme tarafında verilir.


Haczi ihtiyatden maada talep olunan ihtiyati tedbirlerin en az masrafla ve en çabuk nerede ifası mümkün ise işbu tedbirlere o mahal mahkemesi tarafından dahi karar verilebilir.


Dâva ikamesinden sonra bilûmum ihtiyati tedbirlere tahkikata memur hâkim tarafından karar verilir. Şu kadar ki hâkim ihtiyati tedbirin diğer bir mahalde daha az masrafla ve daha çabuk ifasını kabil görürse bu hususta karar verilmek üzere o mahal hâkimini naip tâyin edebilir.


HUMK.104/2.madde hükmü uyarınca, dava açıldıktan sonra her türlü ihtiyati tedbir yalnızca davaya bakmakta olan mahkemeden istenilebilir. Başka bir mahkeme tarafından tedbir kararı verilirse, bu karar geçersizdir (Y.11. HD.,E. 2004/15284,K. 2005/166,T. 24.1.2005).


İhtiyati tedbir kararının infazı icra dairesine verilmişse, kararın uygulanmasına ilişkin her türlü şikayet ve itiraz, icra hâkimliğince değil! Kararı vermiş olan mahkeme tarafından incelenir (Y.12. HD.,E. 1989/2756,K. 1989/11748,T. 6.10.1989).


İhtiyati tedbir isteyen yediemin ücretini mahkeme veznesine yatırmadan, mahkemece dava konusu menkul malın yediemine teslimine karar verilemez (Y.4. HD.,E. 1996/2030,K. 1996/2448,T. 28.3.1996).


Borcun ödenmesi nedeniyle kaldırılan hacze rağmen yedieminde muhafaza edilmeye devam edilen malların yediemin ücretinden takibi yapan alacaklı sorumlu değildir. Alacaklı (davalı) alacağını almış ve takipte haklılığı kesinleşmiştir. Alacaklının alacağını aldığı tarihten sonrası için yedieminliğin devamı konusunda bir talebi ve işlevi yoktur (YHGK.E. 1997/4-261,K. 1997/549,T. 18.6.1997).


MADDE 105 - Hâkimden ihtiyati tedbire karar verilmesi arzuhal ile talep olunur. Bunun üzerine derhal ve müstacelen iki taraf davet edilip gelmeseler bile iktiza eden karar verilir.

Müstacel veya müddeinin hukukunu derhal muhafaza zaruri olan hallerde her iki taraf davet edilmeksizin dahi ihtiyati tedbire karar verilebilir.


MADDE 106 - İhtiyati tedbir kararı, icabı halinde kuvvei müsellâha istishabiyle icra dairesince tatbik olunur. Şu kadar ki haczi ihtiyatiden maada tedabirlerin tatbikı mahkeme başkâtibine veya kâtiplerinden birine de tevdi olunabilir. Kararın sureti alâkadarlara icra esnasında ve bulunmazlarsa müteakiben tebliğ olunur.


MADDE 107 - Gıyaben verilmiş olan ihtiyatı tedbir kararlarına itiraz caizdir. İşbu itiraz icranın tehirine karar verilmedikçe icranın tehirini müstelzim değildir.


MADDE 108 - İtiraz arzuhal ile yapılır ve evrakı sübutiyeside arzuhale raptolunur.

İhtiyati tedbir kararına itirazdan evvel dâva ikame edilmiş ise itiraz arzuhali tahkkiat hâkimine verilir. 104 üncü maddenin son fıkrası hükmü mahfuzdur. İtiraz vukuunda hâkim iki tarafı davet ve her birini istima ettikten sonra kararını tadil veya tebdil veya refedebilir. Şu kadar ki iki taraftan biri veya iki gelmezlerse evrak üzerine tetkikat icrasiyle karar verilir.


İcra memurunun mahkemece verilen tedbir kararı dairesinde işlem yapması gerekir. Tedbir kararını veren mahkeme nezdinde itiraz edilip kaldırılmadıkça icra hakimliğince bu tedbirin iptalini gerektirir şekilde satışın yapılmasına karar verilemez (Y.12. HD.,E. 1988/5411,K. 1989/939,T. 26.1.1989).


MADDE 109 - İhtiyati tedbir kararı dâva ikamesinden evvel verilmiş ise, tatbik edilmiş olsun olmasın, kararın verildiği tarihten itibaren on gün zarfında esas hakkında dâva ikamesi lâzımdır. Bu müddette müddi dâvasını ikame eylediği müsbit evrakı, kararı tatbik eden memura ibrazla dosyaya vaz'i ve kaydettirerek mukabilinde ilmühaber almağa mecburdur. Aksi takdirde ihtiyati tedbir bir gûna merasime hacet kalmaksızın kendiliğinden kalkar ve iktizasına göre vazolunan tedbirin fiilen kaldırılması ihtiyati tedbiri tatbik eden daire veya memurdan talep olunabilir.


İhtiyati tedbir kararları, karar gününden başlayarak on gün içinde dava açılmaması halinde kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun uyarınca oluşturulan kararları, HUMK’nın 105, 106, 107, ve 108. maddelerinde belirlenen prosedür uyarınca ittihaz olunan ve bu kanunun 109. maddesi uyarınca 10 gün içinde dava açılması şartıyla değil! Hâkimin tayin ettiği süre ile geçerli ve temyiz incelenmesine tabi bulunmayan geçici tedbir niteliğinde kabul etmek, kanunun tedvin amacına uygun düşecektir (Y.2. HD.,E. 2004/8367,K. 2004/9372,T. 12.7.2004).


MADDE 110 - İhtiyati tedbir kararını talep eden taraf bundan dolayı diğer tarafın ve üçüncü şahsın duçar olması muhtemel zarar ve ziyanlarına mukabil teminat iraesine mecburdur. İcabı hale göre hâkim işbu mecburiyeti refedebilir ve ihtiyati tedbir kararını talep eden Devlet veya müzahareti adliyeye nail kimse ise teminat iraesi lâzım gelmez.


Mahkemeden ihtiyati tedbir kararı almış bulunan bir kimse bu karar yüzünden diğer tarafın ve üçüncü kişilerin uğradıkları zararı tazminle yükümlüdür. Yasada tazminatın şartları arasında kusur sayılmamıştır. Bu nedenle ihtiyati tedbir kararından doğan sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğu gerek öğretide, gerekse yargısal inançlarda kabul edilmektedir. Ancak sorumluluğun doğması ihtiyati tedbir kararının haksızlığının dava sonunda saptanması, haksız ihtiyati tedbir kararı sebebiyle bir zararın doğması ve zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararı arasında uygun nedensellik bağının bulunması koşullarının gerçekleşmesine bağlıdır (Y.4. HD.,E. 1983/5172,K. 1983/6349,T. 20.6.1983).


MADDE 111 - Aleyhine ihtiyati bir tedbire karar verilmiş olan taraf teminat gösterirse icap vaziyete göre bu tedbir tebdil veya ref olunabileceği gibi vaziyet ve şeraitin tebeddülü sabit olursa ihtiyati tedbirin teminatsız tadil veya ref'i de caizdir.


MADDE 112 - Esas hakkında mahkeme tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğ olunmasını müteakip ihtiyaten icra kılınmış olan tedbir mürtefi olur. Şu kadar ki mahkeme hükmün icrasını temin için işbu tedbirin tâyin edeceği müddet zarfında devamına karar verebilir.

HUMK.nun 112 nci maddesi hükmü uyarınca son oturumda tefhim edilen kısa kararda ihtiyati tedbirin devamı yönünde karar verilmemiş ise, ihtiyati tedbir kendiliğinden kalkar. Mahkemece sonradan yazılacak gerekçeli kararda ihtiyati tedbirin devamına karar verilemez (Y.11. HD.,E. 2004/6439,K. 2005/3456,T. 11.4.2005).


MADDE 113 - İhtiyatı tedbirin ittihazına müteallik evrak, dâva esas dosyasıyla birleştirilir.

MADDE 113/A - (Ek: 1711 - 30.04.1973) İhtiyatî tedbir kararının uygulanması dolayısıyla verilen emre uymayan veya o yolda alınmış tedbire aykırı davranışta bulunan kimse eylemi TCK.'ya göre daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, ait olduğu ceza mahkemesince bir aydan altı aya kadar hapisle cezalandırılır.


İhtiyati tedbir kararından itibaren 10 günlük esas hakkında dava açma süresi geçirildikten sonra, dava açılması halinde, ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkacağından ihtiyati tedbir kararına muhalefet suçu oluşmaz (7. CD.,E.1999/338, K. 1999/579,T. 12.2.1999).


Mehmet TAŞ/Konuttimes.com